temel insan ihtiyaçları teorisinin özellikleri
temel insan ihtiyaçları teorisinin özellikleri bilgi90'dan bulabilirsiniz
Maslow teorisi
Maslow teorisi veya Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir.
Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha 'üst ihtiyaçlar'ı tatmin etme arayışına girdiklerini ve bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğini söz konusu etmektedir. Maslow'un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez.
Kategoriler[değiştir | kaynağı değiştir]
Maslow, gereksinimleri şu şekilde kategorize etmektedir.
Maslow'a göre birey için o an baskın olan gereksinimler hangi kategoriye ait gereksinimler ise, diğer deyişle günlük etkinlikleri ağırlıklı olarak hangi gereksinimleri doyurmaya yöneliyorsa, kişilik gelişmişlik düzeyi de onun istencinden ya da seçiminden bağımsız olarak bu gereksinim kategorisine karşılık gelen düzeyde bulunacaktır.
Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.
Belirli bir gereksinim kategorisindeki gereksinimlerin karşılanması durumunda kişi, bir üst kategorideki gereksinimleri karşılamaya yönelecektir. Bu durum kişilik gelişme düzeyini de bir üst düzeye sürükleyecektir.
Maslow'a göre psikologların yapması gereken, bireyin kendini gerçekleştirme (self-actualization 'kendini gerçekleştirme') aşamasına gelmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmasına yardım etmektir.
Maslow'a göre ortalama bir bireyin hiyerarşinin alt basamağından üst basamaklara çıkıldıkça, %85’den %10'a kadar bir dilimde her basamakta belli bir tatmin oranının söz konusudur.[1]
Notlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org
Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi Nedir?
Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi ile insan motivasyonu iç içe geçmiş ve birbiri ile her zaman ilişkilendirilmiştir zira ikisi de temelde çeşitli ihtiyaçların karşılanmasına dayanmaktadır. Bu ihtiyaçlar, temel ihtiyaçlardan, somut hayatta kalma gereksinimlerinden bir bireyin psikolojik refahını çevreleyen karmaşık, duygusal ihtiyaçlara kadar bir dizi insan arzusunu kapsayabilir.
Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Abraham Maslow, bireysel psikolojik problemlerden çok insan psikolojik ihtiyaçlarının geniş bir yelpazesiyle ilgilenen bir sosyal psikologdu. En çok ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisiyle tanınır. Bir piramitte tasvir edilen (Şekil 1’de gösterilen) teori, beş farklı insan psikolojik ve fiziksel ihtiyaç düzeyini önem sırasına göre düzenler.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi bir üçgen ve çeşitli bölümlerden oluşmaktadır; her bölüm için üçgenin içinde ve dışında karşılık gelen etiketlerle dikey olarak beş bölüme ayrılmıştır. Üçgenin bölümleri aşağıdan yukarıya doğru etiketlenmiştir:
Maslow’un hiyerarşisindeki ihtiyaçlar arasında fizyolojik ihtiyaçlar (yiyecek ve giyim), güvenlik ihtiyaçları (iş güvenliği), sosyal ihtiyaçlar (arkadaşlık), benlik saygısı ve kendini gerçekleştirme yer alır. Beş ihtiyacı ele alan bu hiyerarşi, yöneticiler tarafından çalışanların motivasyonunu daha iyi anlamak ve bunları yüksek üretkenlik ve iş tatminine yol açacak şekilde ele almak için kullanılabilir.
1. Fizyolojik İhtiyaçlar
Piramidin en altında, hayatta kalmak için gerekli olan fizyolojik (veya temel) insan ihtiyaçları vardır. Bunlar; yiyecek, barınak, su, uyku vb. Bu gereksinimler karşılanmazsa, vücut işlevini sürdüremez. Yiyecek, sevgi ve güvenlik eksikliğiyle karşılaşan çoğu insan, yiyecekleri en acil ihtiyaçları olarak görür.
2. Güvenlik
Fiziksel ihtiyaçlar karşılandığında, güvenlik (bazen bireysel güvenlik olarak anılır) öncelik kazanır. Güvenlik ve emniyet ihtiyaçları arasında kişisel güvenlik, finansal güvenlik ve sağlık ve esenlik yer alır. Bu ilk iki seviye, kişinin fiziksel olarak hayatta kalması için önemlidir. Bireyler temel beslenmeye, barınağa ve güvenliğe sahip olduktan sonra, üst düzey ihtiyaçları karşılamaya çalışırlar.
3. Sevgi / Ait Olma
Üçüncü ihtiyaç seviyesi sevgi ve aidiyet içeren sosyal düzeyli ihtiyaçlardır; bireyler fiziksel olarak kendileriyle ilgilendiklerinde, başkalarıyla paylaşma ve bağlantı kurma ihtiyaçlarını karşılayabilirler. İhmal, kaçınma, dışlanma vb. nedenlerle bu seviyedeki eksiklikler, bir bireyin duygusal olarak önemli ilişkiler kurma ve sürdürme yeteneğini etkileyebilir.
İster büyük bir sosyal gruptan, ister küçük bir aile ve arkadaş ağından gelsin, insanların bir aidiyet ve kabul duygusu hissetmeleri gerekir. Diğer sosyal bağlantı kaynakları meslek kuruluşları, kulüpler, dini gruplar, sosyal medya siteleri vb. olabilir. İnsanların birilerini sevmesi veya başkaları tarafından sevilmesi (cinsel ve cinsel olmayan) gerekir. Bu takıntılar olmadan insanlar yalnızlık, sosyal kaygı ve depresyon gibi psikolojik zorluklara karşı savunmasız olabilir. Koşullar şiddetlendiğinde, bir kişinin yeme ve uyuma gibi temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini bozabilir.
4. Saygınlık
Dördüncü seviye saygısı, örneğin, başarı ya da statü tanınmasını yoluyla, değerli ve başkaları tarafından doğrulanması normal insan arzu temsil. Bu düzey aynı zamanda kişinin kendisi için sahip olduğu benlik saygısını da içerir. Bu seviyedeki dengesizlikler, düşük benlik saygısı veya aşağılık kompleksi ile sonuçlanabilir. Düşük benlik saygısından muzdarip insanlar, başkaları tarafından şöhret, şan, övgü vb. yoluyla-dış onaylamanın bu düzeyde ihtiyaçlarını yalnızca kısmen veya geçici olarak karşıladığını görebilir.
5. Kendini Geliştirme
Piramidin beşinci seviyesi kendini gerçekleştirmedir. Bu aşamada insanlar tam potansiyellerine ulaştıklarını ve ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını hissederler. Kendini gerçekleştirme nadiren kalıcı bir his veya durumdur. Daha ziyade, insanların yaşamları boyunca sahip oldukları kişisel gelişim için devam eden ihtiyacı ifade eder. Kendini gerçekleştirme, önemli bir hedefe ulaştıktan veya belirli bir zorluğun üstesinden geldikten sonra ortaya çıkabilir. Buda yeni bir özgüven veya memnuniyet duygusu ile işaretlenebilir.
İhtiyaçlar Hiyerarşisi ve Örgütsel Teori
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi örgütsel teori ile ilgilidir çünkü her ikisi de insan motivasyonuyla ilgilidir. İnsanların neye ihtiyacı olduğunu ve ihtiyaçlarının nasıl farklı olduğunu anlamak, etkili yönetimin önemli bir parçasıdır. Örneğin, bazı insanlar öncelikle para için çalışırlar. Ancak aynı zamanda başkaları tarafından saygı görmekten ve iyi çalışmaları için takdir edilmekten zevk alırlar. Bu yüzden de için işe gitmeyi de severler.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, daha düşük bir ihtiyaç karşılanmazsa, daha yüksek olanların göz ardı edileceğini öne sürüyor. Örneğin, çalışanlar iş güvencesine sahip değilse ve işten çıkarılacağından endişe duydukları varsayalım. Finansal sağlıkları ve kira, fatura ödeme gibi daha düşük ihtiyaçları karşılama konusunda çok daha fazla endişe duyacaklardır. İş güvencesine sahip olmak, anlamlı grup ilişkileri daha önemli motive ediciler olabilir.
Detaylı bilgi ve destek için Maslow teorisi gibi önemli parametreleri kendine rehber edinen Beylikdüzü Psikologmerkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz.
Yazı kaynağı : www.mevampsikoloji.com
Mikro Düzeyde İnsan İhtiyaçları Teorisi
a) Temel İnsan İhtiyaçları Teorisi: Bu teori sistematik bir şekilde karşımıza Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ile karşımıza çıkar. Bu hiyerarşi sırasıyla ı) Biyolojik İhtiyaçlar ıı) Güvenlik İhtiyacı ııı) Sevgi ve Aitlik İhtiyacı ıv) Özgüven İhtiyacı v) Kendini İfade İhtiyacıdır. Maslow, zaman zaman bu hiyerarşinin değişebileceğini kabul etmiştir. Örneğin sevgi ve aitlik ihtiyacı bazı durumlarda güvenlik ihtiyacının önüne geçebilir.
John W. Burton Temel İhtiyaçlar Teorisini Maslow’dan bir üst noktaya taşımıştır. Burton, insan ihtiyaçlarını bir genel teori olarak sunmakta, ancak bu ihtiyaçları spesifik olarak belirtmekten kaçınmaktadır çünkü insan ihtiyaçlarını bir liste haline getirmenin, bu önemli paradigmayı daraltabileceği endişesindedir. Burton’ a göre can alıcı nokta, ihtiyaçların insan motivasyonunu anlamada bir bakış açısı olarak kullanılmasıdır. Burton suç, sapkınlıktan bahsederken bunların bunların yüzeysel görünümleriyle algılanmamasını gerektiğini ifade etmektedir. İhtiyaç tatminsizliğinin iyi analiz edilmesi gerektiğini söylemektedir. Burton’a göre insan özünde iyidir. İhtiyaçlar karşılanan insan mutlu ve uyumlu insandır. Asla uyuşmazlık yaratmaz, uyuşmazlığa taraf olmaz. Eğer ortada bir sorun varsa, buna taraf kişi ya da kişilerin bir takım ihtiyaçları karşılanmamıştır. Karşılanmayan ihtiyaçların doğru analizi ve giderilmesiyle de, problem geçici değil kalıcı bir biçimde çözüme kavuşturulur.
b) Göreceli Mahrumiyet Teorisi:
ı) Azalan Kapasiteye Dayalı Mahrumiyet: Bu durum, beklentilerin aşağı yukarı sabit kalmasını, ancak beklentilere yanıt verebilecek kapasitenin eskiye oranla azalmasını ifade eder.
ıı) Yükselen Beklentilere Dayalı Mahrumiyet: Kapasitenin sabit kaldığı fakat beklentilerin yükselmesi ve bunun sonucu ortaya çıkan bir göreceli mahrumiyet durumu söz konusudur.
ııı)İlerlemeye Dayalı Mahrumiyet: Bu durumda ise belli bir süre hem beklentilerin, hem de beklentileri karşılayabilecek kapasitenin yükselmesi, ancak daha sonra beklentilerin yükselmeye devam etmesine karşın kapasitenin azalması söz konusudur.
Nitekim Amerikan, Fransız ve Rus devrimleri buna örnek gösterilebilir.
c) Sosyal Karşılaştırma ve Sosyal Kimlik Teorileri: Temelinde bireyin pozitif bir kişisel kimliğe ve öz güven duygusuna sahip olma isteği yatmaktadır. Bu istekle bireyler kendilerini benzer başkalarıyla karşılaştırırlar. Özellikle bireyler kendi durumlarını benzer başkalarınınkinden daha zayıf görürlerse, o kişilere karşı kompleksli ve saldırgan bir hale gelirler.
Sosyal karşılaştırmanın sistematik bir biçimde incelenmesi, İngiltere’de J.C. Turner ve Henry Tajfel önderliğinde 1960’larda başlamış ve 70’li yılların ortalarına doğru olgunlaşarak Sosyal Kimlik Teorisiyle uyuşmazlık literatürüne girmiştir. Tajfel ve Turnar’a göre insanlar bağlı oldukları grupları da benzer gruplarla karşılaştırırlar. Bu karşılaştırmanın sonucu olumlu ise “pozitif sosyal kimlik”, olumsuz ise “negatif sosyal kimlik” elde edilmektedir.
d) İçgüdüsel Saldırganlık: Bu yaklaşıma göre insan uyuşmazlıklarının asıl kökeninde saldırıya eğilimli insan doğası bulunmaktadır.
Bu görüşün savunucusu Konrad Z. Lorenz hayvan davranışları üzerine yaptığı çalışmaları sonuncunda, insan ve hayvan davranışları arasında pek çok paralellik bulunduğunu iddia etmiştir. Lorenz, saldırganlığın türler arasında değil, tür içi bir davranış olduğunu ileri sürmektedir. Lorenz tür içi saldırganlığın nedenini ise bölgecilik
e) Psikanalitik Yaklaşım: Bu yaklaşıma göre insanlar medeni dünyanın koyduğu sınırlamalar karşısında sürekli olarak baskıya maruz kalmaktadır. Bu baskılar, özellikle temel bir içgüdü olan cinsel arzuların tatminini önlemektedir. Cinsel tatminsizlik, yani libidonun arzu düzeyde çekici bulunan karşı istenilen zaman ve nicelikte ulaşamama, son derece travmatiktir ve bunun sonucu ortaya çıkan öfke bilinç altında adeta bir volkan gibi kaynamaktadır.
Freud’a göre kaybolmayan ancak başka kanallara yansıtılabilen bu öfke, ya benliğe ya da dışa yöneltilir. Bilinçaltı öfkenin benliğe yöneltilmesi durumunda birey son derece ağır psikolojik rahatsızlıklar duyar. Şüphesiz ki bu arzu edilmeyen bir seçenektir. Benliğe doğrudan zarar vermeyen ve bu nedenle daha çok tercih edilen diğer seçenek, öfkenin dış dünyaya yansıtılmasıdır.
KAYNAKÇA
Burton, John W. (1979), Deviance, Terrorism and War: The Process of Solving Unsolved Social and Political Problems. New York: St. Martin’s Press.
Hobbes, Thomas. (Çv: Lim, Semih) (1993), Leviathan. Yapı Kredi Yayınları.
Yılmaz, M. Ercan. (2018), Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü. Dora.
Yazı kaynağı : medium.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.