türkiye işçi partisi cumhurbaşkanı adayı
türkiye işçi partisi cumhurbaşkanı adayı bilgi90'dan bulabilirsiniz
Erkan Baş canlı yayında açıkladı! TİP cumhurbaşkanlığı seçiminde kimi destekleyecek?
Gazeteci Candaş Tolga Işık'a konuk olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın aday tutumu ve Türkiye İşçi Partisi'nin seçimdeki hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ORTAK TUTUM VURGUSU
Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun desteklenip desteklenmeyeceği sorusu üzerine Baş şu yanıtı verdi:
"Süreci bütün ayrıntılarıyla değerlendireceğiz. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleriyle toplantı yapacağız. İttifak olarak ortak bir tutum alalım diyeceğiz. Bizim ittifakımızın hem Cumhurbaşkanlığı hem parlamento seçimlerinde ortak bir tutum alması lazım. Emek ve Özgürlük İttifakı bir seçim ittifakı değil. TİP Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortak bir tutum almasını zorlar."
Partisinin seçim hedefleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Baş şu ifadeleri kullandı:
"‘Biz önümüzdeki seçimlerde iktidara geliyoruz’ demedik. Biz "Hedefimiz önümüzdeki seçimlerde ana muhalefet olmak" dedik. Biz 4 milletvekiliyle yaptığımız şeyi 14 milletvekiliyle ana muhalefet gücünde yapabiliriz."
Yazı kaynağı : www.cumhuriyet.com.tr
TİP Genel Başkanı Erkan Baş: Lamı cimi yok, Erdoğan aday olmak istiyorsa muhalefet partileriyle görüşecek!
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimler için 14 Mayıs'ı işaret ederken, seçim için geç kalındığını söyleyen ve "Hemen seçime gitmeli bu ucube sistemden bir an önce kurtulmalıyız" diyen Baş, Erdoğan'ın adaylığına ilişkin itirazları bir kez daha dile getirdi. Erdoğan'ın Anayasa'yı tanımadığını ve kendi istediği şartlarda seçim yapmak istediğini kaydeden Baş, hukuksuzluğa karşı mücadele edeceklerini vurguladı.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) alacağı kararların taraflı ve hukuksuz olacağının farkında olduklarını ancak sorumlulukları olduğunu belirten Baş, iktidarın çizdiği alanda siyaset yapmayı reddettiklerini söyledi. "Biz Türkiye İşçi Partisi olarak, bu ülkenin tüm yurttaşların hukuki haklarını sonuna kadar savunacağız" diyen Baş "Bu aday tartışmalarına, kayıkçı kavgalarına, Erdoğan’ın açtığı çukurlara düşerek Saray Rejimi’ni yenmek mümkün müdür? Anayasa'ya, yasalara, kurallara bile sahip çıkmadan Saray'ın çizdiği sınırları kabul ederek buraya sıkışarak, bu ülkeye bu ülkenin insanına nasıl umut verebiliriz?" diye konuştu.
"BUNUN LAMI CİMİ YOK"
İleri Haber'de yer alan habere göre, AKP'siz bir gelecek için AKP'nin dayatmalarına karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Baş, yurttaşlara da seslenerek, "Bilsinler ki yalnız değiller" dedi. Sandıktan kaçmadıklarını ancak AKP'nin istediği gibi oyun kurmasına da izin vermeyeceklerini kaydeden Baş, "Erdoğan eğer bu yıl yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorsa gelecek Meclis'e, tüm muhalefet partileriyle görüşecek ve bu seçim böyle gerçekleşecek. Bunun lamı cimi yok" ifadelerini kullandı.
AKP'nin dün Meclis'teki komisyonda kabul edilen Anayasa değişikliğine yönelik itirazını da "Siyasal İslamcılarla müzakere edilmez mücadele edilir" sözleriyle yineleyen TİP Genel Başkanı Baş, partilerine yönelik yeni üye ve gönüllü başvurularının da son bir ayda 10 bini aştığını açıkladı.
'HEMEN SEÇİME GİTMELİ VE BU UCUBE SİSTEMDEN BİR AN ÖNCE KURTULMALIYIZ'
TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın açıklamaları şöyle:
'ERDOĞAN, SEN BİZİ AYAKKABINI YALAYANLARLA KARIŞTIRMA'
Bakın burada bir nokta koyabilirim. Bir an önce seçime gitmeliyiz ve bu sisteme son vermeliyiz. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Fakat Türkiye’nin bir seçim sürecine girmesi; burada bir Anayasa olduğu gerçeğini, yasalar olduğu gerçeğini rafa kaldırmamızı asla gerektirmiyor. Bu ülkede anayasa var, bu ülkede yasalar var ama bir de Cumhurbaşkanı sıfatı taşıyan bir zat var, Erdoğan var. Diyor ki 'Benim istediğim zamanda benim kararımla benim istediğim kanunlarla benim istediğim partilerin ve adayların girebileceği sözde bir seçim yapacağım' Buna karşı söylenecek tek bir şey var. Erdoğan, sen bizi ayakkabını yalayanlarla karıştırma kardeşim.
'BİZ SENİN BİLDİĞİN MUHALEFETTEN DEĞİLİZ'
Biz, vatandaşız. Biz, yurttaşız. Bizi, hepimizi bağlayan bu cumhuriyeti; iyi, kötü, eksik çalıştıran metin de Anayasa'dır. Hem de hileyle, hırsızlıkla değiştirdikleri ama her işlerine geldiğinde 'Bu Anayasa'yı millet yaptı' diye akıl vermeye kalktıklarında hatırlatmak istiyorum. Sen, işine geldiğinde bütün o hilene hurdana rağmen değiştirdiğin Anayasa'yı, 'Millet yaptı bu Anayasa'yı' diyeceksin. İşine gelmeyince etrafından dolaşıyor gibi yapıp Anayasa'yı, yasaları paspas altına alacaksın. Biz de susacağız öyle mi? Bak, Erdoğan’a söylüyorum. Biz senin bildiğin muhalefetten değiliz. Biz, gücünü de sözünü de sadece halktan alan, halka karşı sorumluluğu her şeyin üzerinde tutan ve sizin sizi o koltuklara oturtan ağababalarınızın karşısında bile bir adım geri atmamış, bildiğini söylemekten, inandığını savunmaktan yarım adım geri durmamış bir geleneğin temsilcileriyiz. O yüzden, bugünden sonra da doğru bildiklerimizi söylemekten asla imtina etmeyeceğiz.
'TÜRKİYE'DE KURUMLARIN İÇİ BOŞALTILDI'
'YSK'NİN ALACAĞI KARARLARIN TARAFLI VE KANUNSUZ OLACAĞINI BİLİYORUZ'
Yüksek Seçim Kurulu da bu kurullardan bir tanesi. Kağıt üstünde asıl işi ülkede seçimleri düzenlemek ama uzun zamandır biliyoruz ki esas işi Saray’ın gönlünü hoş tutmak olmuş. Elbette ki herkes gibi biz de bunların farkındayız. Alacağı kararların taraflı ve kanunsuz olacağını da tahmin edebilecek kadar bu ülkeyi, bu ülkenin gerçeğini biliyoruz ama bizim burada halka karşı bu ülkede yaşayan Türkiye’de yaşayan, mücadele eden, bu 20 yıllık karanlık bitsin diye dişini tırnağına takıp mücadele eden, evladını eşini sevdiklerini kaybedenlere karşı sorumluyuz.
'HUKUKU, ADALETİ YENİDEN TESİS ETMEK GÖREVİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ VE ASLA BU MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
'ERDOĞAN'I HEM SANDIĞA HEM TARİHE GÖMMEK İSTİYORUZ'
Saray Rejimi kendini çok güçlü görüyor olabilir. Kendini, kimilerine çok güçlü gösteriyor da olabilir ama ne kadar manipüle etmeye kalkarlarsa kalksınlar, ne kadar sinsice planlar yaparlarsa yapsınlar biz onların çizdiği alanda sıkışmış bir siyaseti reddediyoruz. Biz Türkiye İşçi Partisi olarak, bu ülkenin tüm yurttaşların hukuki haklarını sonuna kadar savunacağız. O yüzden söylüyoruz, biz Erdoğan’ı yenmek istiyoruz Erdoğan’ı sadece sandığa değil, hem sandığa hem tarihe gömmek istiyoruz, Erdoğan da aday olmaya çok hevesliyse bu ülkede yasalara anayasalara uymak zorundadır. Bu kadar söylüyorum.
'ANAYASA'YA SAHİP ÇIKMADAN BU ÜLKENİN İNSANINA NASIL UMUT VEREBİLİRİZ?'
'AKP'SİZ BİR GELECEK İSTİYORSAK İLK ŞARTI DAYATMALARINA KARŞI DİK BİR DURUŞ SERGİLEMEKTİR'
Mesele sadece bir seçim meselesi de değil. Türkiye’nin gelecek yüzyılını kazanmak istiyorsak, AKP'siz bir gelecek istiyorsak bunun ilk şartı, AKP’nin dayatmalarına karşı dik bir duruş sergilemek, AKP’nin oyunlarını bozmaktır. Onların çizdiği sınırlar içerisinde o kısıtlarla AKP'yi yenmek de mümkün olmayacaktır. O yüzden bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlara, herkese; hukukun üstünlüğünü, Anayasa'nın önemini ve siyasetin umut verme gücünü hatırlatmak istiyoruz. Biz, hiç kimsenin dayatmasına teslim olmayacağız. Anayasa, yasalar aynı zamanda vatandaşın haklarını da yazar. Yani bu ülkenin yurttaşıysanız sizin haklarınız vardır ve bunlar Anayasa'yla, yasalarla tarif edilir. Bakın altını çizerek söylemek istiyorum; Anayasa'yı çiğnemek, yasaları çiğnemek halkın haklarını gasbetmektir. İşte biz buna izin vermeyeceğiz diyoruz.
'ORTADA AÇIK BİR HIRSIZLIK VAR; GÜCÜMÜZ YETTİĞİNCE 'HIRSIZ VAR' DİYE BAĞIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
'PEK ÇOK YURTTAŞIMIZ İSYAN EDİYOR, BİLSİNLER Kİ YALNIZ DEĞİLLER; SONUNA KADAR MÜCADELEYİ SÜRDÜREEĞİZ'
O yüzden, biliyorum pek çok yurttaşımız bu hukuksuzluklara isyan ediyor ama 'Yanımızda kimse yok, desteğimiz yok, ne yapabiliriz ki' diye düşünüyor. Bilsinler ki yalnız değiller. Bakın her gün ama her gün sokaklarda yurttaşlarla birlikte nefes alıp veren bir siyasi partinin temsilcisi olarak söylüyorum. Onlarla birlikte olan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Biz, milyonlarca insanız. Bu öğrenilmiş çaresizlik, bu baskı karşısında sinmek, vazgeçmek yok. Biz buradayız. Sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz, her türlü hukuksuzluğa karşı direneceğiz ve bu kapsamda son kez ifade ediyorum. Bakın biz sandıktan kaçmıyoruz, seçimden korkmuyoruz. Hemen yapılmasına hazırız ama biz seçim istiyoruz diye biz bu iktidardan bir an önce kurtulmak istiyoruz diye bu iktidarın türlü türlü hukuksuzluklar yapmasına, istediği gibi istediği şartlarda seçim oyunu kurmasına izin vermeyeceğiz.
'ERDOĞAN ADAY OLMAK İSTİYORSA MUHALEFET PARTİLERİYLE GÖRÜŞECEK, LAMI CİMİ YOK'
'AKP 7 BİN 389 GÜNDÜR İKTİDARDA, 'YETER, SÖZ MİLLETİN' DİYOR'
Buraya gelmeden önce hesapladım, AKP, bugün itibarıyla 7 bin 389 gündür iktidarda. 7 bin gün... Yani 20 yıl 2 ay 23 gündür devam eden bir iktidardan bahsediyoruz. Şöyle söyleyeyim; bunlar iktidara geldiğinde ben 23 yaşındaydım, üniversite öğrencisiydim.
Memlekette konuşma özgürlüğü yok. Memlekette grev yapma özgürlüğü yok. İşçilerin grev hakları fiilen iktidar tarafından yasaklanıyor, hukuksuz bir biçimde. Yani toplasanız memlekette dinci bir baskı, yalan dolanla siyaset ve bir de her geçen gün zenginleşen patronlar var. Bir de çıkmış 'Yeter, söz milletin' diyorlar. Bir daha söylüyorum bakın, 7bin 389 gündür iktidardalar şimdi çıkmış 'Yeter, söz milletin' diyor. Yani her şeyi bir tarafa bırakıyorum, insanda azıcık utanma duygusu olur.
'ARTIK SÖZ BİZİM'
Açık konuşalım, bugün itibarıyla artık söz bizim. Gençlerin, kadınlar, emekçilerin artık söz. İkizdere’dekiler konuşacak, Kaz Dağları’ndakiler konuşacak. Artık bu ülkede Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri konuşacak, Gezi direnişçileri konuşacak, söz de yetki de iktidar da her şey halkın olacak.
'BU MİLLET ARTIK 'YETER, SARAY'DA SÜRDÜĞÜNÜZ O SALTANATA SON' DİYECEK'
'SUÇ İTTİFAKI DAĞITILACAK'
Dün Meclis'te bir utanç yaşadık. Bir gazeteci arkadaşımız, işini yapmaya çalıştığı sırada, sadece soru sorduğu için hem sözlü hem fiziki şiddete maruz kaldı. Gerçekten Meclisimize yakıştıramıyoruz ama MHP’ye çok yakışıyor, hiç şaşırtmadığını söylemem lazım. Dünden bugüne Türkiye siyasi tarihinde nefret diliyle, şiddetle ve mafyayla anılan bu harekete en yakışan cevabı yakında Türkiye halkının vereceğini düşünüyoruz. Bu suç ittifakı mutlaka dağıtılacak, hepsi yaslandıkları bu Sarayla birlikte tarihin çöplüğündeki yerini alacaklar. Bu vesileyle gazeteci arkadaşımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz.
Yazı kaynağı : www.cumhuriyet.com.tr
Erkan Baş: TİP’in bir numaralı hedefi tek adam rejimine son vermek
DUVAR - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, TİP Milletvekili Ahmet Şık ve parti temsilcileri İstanbul’da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Emek ve Özgürlük İttifakı, 5 Ocak’ta yaptığı toplantının ardından yayınladıkları bildiride 'ortak adaya destek' vurgusu yaptı. Bu açıklamadan kısa süre sonra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan cumhurbaşkanı adayı çıkaracaklarını duyurdu. Bu durumu değerlendiren TİP Başkanı Erkan Baş, 10-15 gün içerisinde daha net konuşacaklarını ifade ederek, Türkiye İşçi Partisi’nin iki ana hedefi olduğunu belirtti. Baş’ın aktarımına göre TİP’in ilk hedefi 'tek adam rejimine son vermek', bir diğeri ise 'Cumhur İttifakı’nı parlamentoda azınlığa düşürmek.'
‘BİZ DE KENDİ GÖRÜŞÜMÜZÜ SÖYLÜYORUZ’
Partisine dönük, “Türkiye İşçi Partisi sürekli ortak aday vurgusu yapıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın böyle bir kararı yok” eleştirisi yapıldığını hatırlatan TİP Başkanı Erkan Baş’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı:
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI İLE HDP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI AÇIKLAMALARI: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Türkiye İşçi Partisi’nin önümüzdeki sürece dair yaklaşımı şu. Tek adam rejimine son vereceğiz. Türkiye İşçi Partisi’nin önüne koyduğu bir numaralı hedef budur. Tek adam rejimine son vereceğiz. İki, Cumhur İttifakı parlamentoda azınlığa düşecek. Şu an toplum içinde azınlıktır, parlamentoda çoğunluktur, toplum içerisindeki azınlık halini parlamentoya taşıyacak. Cumhur İttifakı’nı azınlığa düşüreceğiz. Bundan sonra da Türkiye İşçi Partisi’ne dair başka hedefler koyuyoruz. Seçim yaklaşımımızın temeline bunu bir kere oturtalım. Bunu çok uzun zamandır ifade ediyoruz. Hala da arkasındayız. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yayınlanan bildirisinde de bu söylediğimizle bir çelişki görmüyoruz. Buraya doğru zorlayacağız. Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki cümle, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayımızı belirleme sürecinde ilkelerimize uygun mutabakat ile belirlenmiş ortak aday seçeneğine daha yakın olduğumuzu ilan ediyoruz” idi. Bizim söylediğimiz şey bu. Bizim görüşümüz budur. 10-15 gün sonra hem Türkiye’deki gelişmeler hem Emek ve Özgürlük İttifakı’nın değerlendirmesi sonucunda daha net konuşurum. Bu söylediğimiz de bizim ittifak bileşenlerini bağlama anlamına gelmiyor. Bize dönük de benzer eleştiriler yapılıyor. “Türkiye İşçi Partisi sürekli ortak aday vurgusu yapıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın böyle bir kararı yok” deniyor. Doğru mu? Doğru. Biz de kendi görüşümüzü söylüyoruz.
PERVİN BULDAN’IN AÇIKLAMALARIYLA İTTİFAKIN AÇIKLAMASI BİRBİRİNE ZIT MI?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Zıt olduğunu düşünmüyorum. Zıt değil bu iki görüş birbirine. Ben öyle bir vurgu yapma ihtiyacı hissetmezdim. Bu da iki ayrı partinin ya da ittifaktaki beş parçadan bir tanesinin elinde olduğu gerçeğini de gayet iyi bilin. Şimdi o gün o konuşmada öne çıkan vurgunun bir gün öncesinde Mithat Sancar toplantıya gelmeden önce Halk TV’de konuşma yaptı. Onun vurgusu bizimkine benzerdi.
BİZ FARKLI PARTİLERİZ: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Hiç konuşmadık arkadaşlar. Şöyle bir şey olmaz. Başka bir siyasi partinin genel başkanının, parti sözcüsünün, grup başkan vekilinin yaptığı açıklama ile ilgili ‘nasıl böyle bir açıklama yapar’ gibi bir soru sorma hakkımız yok ki. Bize de kimse soramaz. Şimdi şu olabilir mesela. Ben de burada ortak aday meselesinin daha önemli olduğunu söylüyorum. Bana da kimse ‘niye ortak aday meselesi’ diye soramaz. Biz farklı partileriz. Biraz şuna benziyor. Millet İttifakı içerisinde de aday isimleri tartışılırken çeşitli partilerin, çeşitli isimlerin önermesi söz konusu olabiliyor. Farklı görüşler olabilir. Bizde de olabilir. Biz bunu meşru görürüz. Bu aynı şey genel seçim açısından da olabilir. Hepimiz açısından geçerli galiba bu ittifak siyaseti Türkiye’de yeni olduğu için ve ilk örneği Cumhur İttifakı olduğu için tek sesli bir yapı olduğu için diğer ittifaklarla en küçük farklı görüş ortaya çıktığında ‘acaba problem mi var?’ sorusu gündeme geliyor. Ama ittifaklar zaten böyle bir şey. İttifaklar farklılıkların yan yana gelmesi üzerine bir şey.
SONRADAN GÖRÜŞME İMKANINIZ OLDU MU?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Hayır olmadı. 15 Ocak’a kadar mitingimizle ilgileniyoruz. Herkesin kendi programları var. Miting sonrası oturacağız, bu meseleyi konuşacağız. Toplantının başından atıf yaptığım açıklama bizim açımızdan son derece önemli bir açıklamaydı. Biz orada daha da incelttik. Mesele cumhurbaşkanı adayından beklentilerimizi ortaya koyduk. Dedik ki kayyum siyasetine ilişkin tavrı önemlidir cumhurbaşkanı adayının. Hukuk, adalet konusu bizim açımızdan son derece elzemdir. Anayasa, Anayasa Mahkemesi kararları, Avrupa İnsan Hakları kararları konusundaki tutum son derece önemlidir. Biz de kendimizce ortak bir cumhurbaşkanı adayında aradığımız nitelikleri kendi görüşümüz olarak paylaştık. HPD’nin de bize şunu sorma hakkı yok; Mesela şunu biye şöyle yazdınız da bunu yazmadınız. Bizim kendi görüşümüz. Süreç içerisinde ortaklaşma eğilimimiz var. Umarım başaracağız.
ALTILI MASA NE YAPARSA ORTAK ADAY ETRAFINDA BİRLEŞİRSİNİZ?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Biz tek adam sistemine karşıyız. Türkiye bir kişiden büyüktür demiştim. Ama eklemiştim, Türkiye altı kişiden de büyüktür. Şu beni rahatsız ediyor, Türkiye İşçi Partisi adına söylüyorum altı genel başkan karar verecek, sonuçta altı genel başkan karar verebilir ama oraya daraltmak, oraya kapatmak bize göre yanlış. Bu sadece Emek ve Özgürlük İttifakı’na da gelsinler, bizimle de görüşsünler talebi değildir. Bu özel olarak TİP’e gelsinler, TİP ile görüşsünler talebi de değildir. Ama şu talebi ifade ediyorum. Türkiye’de sendikalar var. Türkiye’de meslek odaları var. Türkiye’de toplumsal muhalefetin gücü olarak kadın örgütleri var. Gençlik örgütleri var. Altılı Masa dışında da Türkiye’de siyasi partiler var. Dolayısıyla eğer siz Türkiye’yi birleştirecek, bu kaostan çıkartacak yeni bir dönemin kapısını açacak iktidar taşıyorsanız, bugünkü iktidarın yapmadığı bazı şeyleri yapmanız lazım. Bugünkü iktidar her şeyi tek elde toplamış, sadece kendileri karar veren bir anlayışa sahip. Usül açısından bunu önemsediğimizi söylüyorum. Sendikalar, meslek odaları, kadın örgütleri, gençlik örgütleri ve diğer siyasi partilerle de görüş alışverişinde bulunmak gerekir.
TÜRKİYE’NİN TEPESİNE ÇÖKMÜŞ KARANLIK VAR: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) İçerik açısından baktığımızda örneğin bir numaralı talebimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nasıl bir takvimle ortadan kaldırılacak buna ilişkin bir yaklaşım var mıdır? Sistemi ortadan kaldıracaksınız da yarın mı kaldıracaksınız? Bu mümkün olacak mı? Yoksa bir takvime mi bağlı olacak? O süreçte neler yapılacak. Bunları görmek, bilmek istiyoruz. Türkiye’nin kanayan yarası adalet problemidir. Burada Türkiye artık hukuk devletini geçti, yasa devleti değil. Anayasanın ayaklar altına alındığı bir süreci her gün yaşıyoruz. Yasalara, anayasaya, evrensel hukuk normlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına riayet edilmesi bizim açımızdan ilkesel bir tutumdur. Örneğin kayyum uygulamaları, İstanbul’a gelince bir tartışma konusu haline geliyor da Türkiye’de 3 yıldır kayyumlar uygulanıyor. Bütün bu kayyum uygulamalarına karşı tek bir duruş. Örneğin bu ülkede yaşayan her bir yurttaşın ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı gözetmeksizin eşit yurttaşlık muamelesi tabi tutulacağı, yok Türkiye’de yurttaşlar arasında bir eşitlik yok. En büyük dertlerden birisi bu. Bunların açıkça ifade edilmesi önemli. Tamam, Türkiye’nin tepesine çökmüş bir karanlık var. Buradan hep beraber kurtulmak istiyoruz ama daha önce söylediğim şeyi söylüyorum biz Tayyip Erdoğan’ın boyuna posuna, kaşına, gözüne karşı değiliz arkadaşlar. Onun yönetim anlayışına, fikirlerine, onun siyasetine karşıtlığımız var. Türkiye’nin bundan kurtulması gerekiyor. Türkiye Tayyip Erdoğan’dan kurtulmalıdır derken 1.80 boylarındaki badem bıyıklı bir vatandaştan kurtulalım diye tartışmıyoruz. O siyasi anlayışın Türkiye’nin üzerine çökmesine son vermemiz gerekiyor. Bunları bir akit dahilinde tahayyül edecek bir aday beklentimiz var.
TEMEL BAŞLIKLARDA AÇIK BİR TUTUM BEKLİYORUZ (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Esas önemli olan bizim açımızdan bu sürecin katılımcı bir şekilde yürümesidir. Biz bugüne kadar Altılı Masa’nın işleyişine tek bir laf etmedik arkadaşlar. Herkes Altılı Masa’ya dair bir şeyler söylüyor. Biz bugüne kadar tek bi laf etmedik. Çünkü kıymet veriyoruz. Gerçekten kıymet veriyoruz. Kolay bir şey olmadığını, arkasında emek olduğunu görüyoruz. Ama memleketin geleceğine her şeyden daha çok önem veriyoruz. Temel başlıklarda açık bir tutum bekliyoruz.
SEÇİM İKİNCİ TURA KALIRSA TİP NE YAPACAK?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Çıkacak adayın kazanamayacağına olan inancımız, çıkacak adayın kazansa bile değişmeyeceğine olacak yaklaşımımız oluşursa TİP iradesiyle ya da TİP’in parçası olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın iradesiyle bir üçüncü aday çıkarırız. Eğer aday çıkartırsak kesinlikle ve kesinlikle hedefimiz ikinci tura kalması olur. Yani ‘o kadar yanlış bir aday çıkmıştır ki bizim adayımızın ikinci tura kalması dışında memleketin başka çaresi yoktur’a inanırsak bu adayı çıkarırız. Daha önce başka seçimlerde yapıldı. Bayrak göstermek için ilk turda aday çıkartalım, kendi gücümüzü ortaya koymak için ilk turda aday çıkartalım yaklaşımını ben doğru bulmuyorum. Aday çıkartacaksak ikinci tura kalması için çıkarırız. Dolayısıyla yanlış yapan arkadaşlar, “İkinci turda ne yapacaksınız?” sorusunun muhatabı olurlar.
ALTILI MASA 6 NİSAN’DAN SONRAKİ BİR ERKEN SEÇİME DESTEK VERMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR, SİZİN VAR MI BÖYLE BİR TARİHİNİZ?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Biz muhalefetin şuna geçit vermemesi gerektiğini düşünüyoruz: Erdoğan istediği tarihte, istediği kurallarla, istediği adaylarla, istediği partiyi seçime sokarak, istediğini sokmayarak seçim yapmak istiyor. İktidarın elinde bu. Seçim onların istediği tarihte, onların istediği kurallarla, onların istediği adaylarla olacak. Buraya doğru sıkıştırmaya çalışıyor bizi. Biz diyoruz ki, bu oyunu bozmamız lazım. Dolayısıyla erken seçim olduğunda eski yasalarla olması lazım. Ben şunu istiyorum: Erdoğan aday olsun ve biz onu yenelim. Bunun yolu belli. Getirecek erken seçim önerisini Meclis’e. Meclis karar alırsa Erdoğan’ın adaylığı için bir tartışma olmayacak. Bunun için biz de diyoruz ki, eski sistemle seçimin yapılacağı bir tarihte bu seçimi yapalım. Sen de aday ol, paşa paşa yenelim. Bizim önerimiz bu.
HDP ÇATISI ALTINDA SEÇİME GİRME KONUSUNDA TİP VE EMEP NE DÜŞÜNÜYOR?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) İki tane seçim var. İttifakımızın mücadele ittifakı olması bu iki seçimde ortak bir tavır geliştirme konusundaki arayışımızı bir kenara bırakmamız anlamına gelmez. Yerel seçim kısmı çok karışık. Şunun için, birincisi, eski seçimle mi yeni seçimle mi seçime gireceğiz buna ilişkin bize göre bir netlik yok. Son günlerdeki tartışma önemli. Seçim, seçim gününden ibaret bir şey değildir. Seçim, Resmi Gazete’de yayınlandığı andan itibaren seçim başlamıştır. Eğer bu memlekette hukuk işleyecekse, büyük bir ihtimalle eski seçimle seçime girilmesi gerekir. Hukukçu değilim ama yasadaki ilgili maddeyi biliyoruz. Bu bir tartışma konusudur. Zaten eski seçimle gidildiğinde ortada hiçbir problem yok. Yeni seçim sistemiyle seçime gideceksen burada iktidarın bir oyunu var. İktidar, geçen sefer ittifaklara ihtiyacı vardı böyle bir düzenleme yaptı. İttifakların ayağına dolandığını görünce ittifakını bozacak, ittifakları birbirine düşürecek bir düzenleme arayışıyla başka bir adım attı.
HERKESİN SORUMLU DAVRANMASI GEREKEN BİR SÜREÇ: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Bundan sonrasına ilişkin herkesin sorumlu davranması gereken bir süreçtir. Ben mesela şu anda, Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP hangi illerde ayrı ayrı girecekler bilmiyorum. Bu seçim matematiğini değiştirir. Bizim hedefimizi muhalefetin mümkünse 400 Milletvekilini toplamda kazanması olmak durumundadır. Olmuyorsa asgari 360’ı mutlaka almamız lazım ki bu sistemi değiştirelim. Her bir Milletvekili son derece önemlidir. Muhalefetin toplamdaki başarısını önemsemek muhalefetin partilerinin bir, iki vekil az çıkartmasını, çok çıkartmasını görece önemsiz görmek gerekir. AKP ve MHP bir karar verecek, “Şu ilde birlikte yürüyoruz, şu ilde ayrı, şu ilde AKP listesi, şu ilde MHP listesi.” Bizim buna karşı duyarsız kalmamız söz konusu olabilir mi?
TARTIŞMA YÜRÜTÜYORUZ: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Diyelim ki, AKP, MHP’nin seçim listesinden girdiği ve nüfus olarak da yoğun muhafazakâr Kürt seçmenin olduğu bir il düşünün. HDP orada seçime girdiğinde, bir vekil fazla çıkarma imkânımız vardır. Biz illa o ilde “Türkiye İşçi Partisi seçime girsin” diye bir dayatma içinde olmayız. TİP, seçime girme hakkı olan bir parti, çok uzun süre çaba sarf eden, bu hakkı almak öyle kolay bir şey değil. Hele hele bizim gibi güçlü mali kaynakları olmayan bir partiyseniz, deyim yerindeyse tırnaklarınızla kazandığınız bir hak bu. Biz bu hakkımızı kullanacağız. Bu hakkın muhalefetin işine en yararlı şekilde kullanmak için tartışma yürütüyoruz. Önümüzdeki süreçte seçim takvimi belli olur, seçime hangi parti ittifakla ya da taktiklerle girecekleri belli olur, Emek ve Özgürlük İttifakı buna uygun olarak kendi yaklaşımını geliştirir.Türkiye İşçi Partisi’nin şu an bir heyecan ve umut yarattığını, toplumsal destek bulduğunu görüyoruz. Seçimlerde bunu büyütmek kalıcılaştırmak ve Türkiye’nin geleceğini müdahale edecek bir güç haline getirmek istiyoruz.
İYİ PARTİ’NİN HDP İLE ‘YAN YANA GÖRÜNMEME ALERJİSİNİ AŞMAK AÇISINDAN’ EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI O MASADA TİP İLE TEMSİL EDİLİRSE, TİP NASIL BAKAR? (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Bu hiç gündeme gelmedi. Açıkçası gündeme gelmediği için de oturup uzun boylu değerlendirme yapmadık ama bizim açımızdan şu kabul edilemez HDP bu ülkenin çirkin ördek yavrusu değil. 6 milyon insanın oyunu almış, bu memleketin üçüncü siyasi partisi. Başkaları ne der? diye siyaset yapılmaz. Eğer bu ülkeyi yönetmeye adaysanız ittifak adına kim giderse gitsin görüşmeye o ittifakın içerisinde TİP de var HDP de var EMEP de var Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi de var. Kim giderse gitsin görüşmeye herkes adına gider. Arkadan dolaştırmayı gerektirecek bir şey yok. Mevzu açık. Memleketin önünde bir problem var. Siz bunu çözmeye dair ciddiyet taşıyor musunuz? Bizim sorunumuz bu. Siz bu memleketin sorunlarını çözecek bir yetkili yaklaşıma sahip misiniz? Bunu ortaya koyacak bir cesarete sahip misiniz? Bu olmadıktan sonra TİP gitmiş HDP gitmemiş bunun bir anlamı yok. Dolayısıyla o AKP’nin çizdiği sınırların dışına taşmaya cesaret edecekler mi etmeyecekler mi? Bizim açımızdan ölçütlerden bir tanesi budur. Anayasa değişikliği teklifiyle bizim açımızdan böyle değerlendirilir. Oyunu AKP çizecek ondan sonra biz acaba ‘elalem ne der’ diye siyaset yapacağız. Biz bunu kabul etmiyoruz. İlkelerinizi yaparsınız, buna göre bir hat çizersiniz.
HDP’NİN KAPATILMASI DURUMUNDA BİR PLANINIZ VAR MI?: (TİP Sözcüsü Sera Kadıgil) Evet konuşuldu. Malumunuz çok saçma sapan bir dönemden geçiyoruz. Maddi yardımlarını kestiler geçen hafta. Bu da aslında gaza basacaklarının bir göstergesi. Elbette ki Kürt hareketinden arkadaşlar kendi içlerinde değerlendiriyorlar hem de ittifakın konularından biriydi perşembe günü. HDP’nin kapatılması halinde Yeşiller ve Sol Parti’nin seçime girme yeterliliği aldığını biliyoruz. Bugün opsiyon olarak duruyor. Bunun bir adım ötesinde ittifak içerisinde elbette TİP’in uzun zamandır seçime girme yeterliliği var. EMEP’in uzun zamandır seçime girme yeterliliği var. Elbette üzerimize bir vazife düşerse bir tek oyun bile, bir tek yurttaşımızın bile temsilsiz kalmaması adına üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızı kendilerine de büyük bir açıklıkla ifade edelim.
ALTILI MASA İLE EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NIN SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN TEMASI VAR MI?: (TİP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Doğan Ergün) Altılı Masa’da olan siyasi partilerin de Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki siyasi partilerin de, ayrıca çeşitli meslek odaları ve sendikaların temsilcilerinin olduğu ‘Seçim Güvenliği Platformu’ var. Burada şu anda beraber çalışabiliyoruz. Belirsizlikler seçim güvenliği platformunun da hangi taktiği öne çıkarması, nasıl bir çalışma yapması konusunda da belirsizlikler yaratıyor. Bir platform var ve biz de parçasıyız. Birbirimizle veri alışverişinde bulunmak, Türkiye genelinde hiçbir sandığın boş bırakılmamasını sağlamak, ayrıca veri güvenliğini sağlamak üzere uzman arkadaşlarımızı orada görevlendirmiş durumdayız.
SEÇİMİ KAZANMALARI HALİNDE ALTILI MASA LİDERLERİNİN ORTAK İMZA İLE KARAR ALMASI ANAYASAYA AYKIRI OLMAYACAK MI?: (TİP Sözcüsü Sera Kadıgil) Mevcut anayasamızda böyle bir yönetim biçimi tanımlanmış değil. Benim Altılı Masa’nın ve Davutoğlu’nun açıklamalarından anladığım, kendi iç dinamiklerinden bahsediyorlar. Bunun yanı sıra bazı iç tüzük değişiklikleri de konuşuluyor. Özellikle genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olma halinde vekil olmaması durumunda gruplara katılması vb. tartışmalar da var. Mevcut anayasa değişikliği paketlerinde bu yönde bir değişikliğe yer verilmediği için bir iç protokol gibi anlayışla yürütülecek.
ALTILI MASA’NIN BAKANLIK TALEPLERİ GÜNDEME GELDİ. BU DİĞER MUHALEFETTE RAHATSIZLIK YARATIYOR MU?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş) Özel bir rahatsızlık geliştirdiğini söyleyemem ama bunlar spekülatif şeyler. Doğrulanmadı benim bildiğim kadarıyla. Yalanlama geldiği de söyleniyor ama bunlar için erken bence.
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NIN 15 OCAK’TAKİ MİTİNGİ: (TİP Milletvekili Ahmet Şık) Mitingimizi gerçekleştireceğiz. Emek ve Özgürlük İttifakı sahaya çıkacak. Ondan sonra oturacağız, hem HDP’li arkadaşlarımızla hem de diğer ittifak güçleriyle bir değerlendirme yapacağız. Umuyorum ortaklaşırız. Ama bizim ortaklaşmamızın bir tarafı da Türkiye’deki bu cumhurbaşkanlığı adayı tartışmasında nasıl bir seyir izleyeceğini gözlemleyeceğiz.
KİMSENİN BU ÜLKEDE YAŞAYANLARIN HAYATINA DAİR KUMAR OYNAMA LÜKSÜ YOK: (TİP Milletvekili Ahmet Şık) Herkeste bir endişe hali var. Sonuçta HDP adına konuşanlar bu konuda aslında tutum açıklıyorlar. Doğru bir şey yaptıklarını düşünüyorum. Özellikle Şirin’in sorusunun altında yatan kaygı. O kaygının muhatabı bence HDP ya da Emek ve Özgürlük İttifakı değil, bizati Altılı Masa’nın bileşenleri ve liderleridir. Sonuçta yüzde 15’lik oyu konsolide eden bir yapının seçmenlerini bu kadar görmezden gelme meselesini bence aday belirleyecek yapıya da bir soru sormak gerekiyor. Çünkü kimsenin bu ülkede yaşayanların her birimizin hayatına dair kumar oynama lüksü yok. Biz soruna davet etmeye çağırıyoruz daha önceki açıklamalarımızla.
SEÇİME YENİ YA DA ESKİ SİSTEMLE GİRİLİRSE NE GİBİ SONUÇLAR DOĞACAĞINA DAİR BİR ÇALIŞMANIZ VAR MI?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş): Bütün seçim bölgelerine, bütün illere ilişkin çok ayrıntılı bir çalışma yapıyoruz. TİP’in oy potansiyeli nedir, hangi ilde kaç oyla milletvekili çıkartılabilir? Çeşitli opsiyonlarla da yapılıyor bu. Diyelim ki AKP ve MHP tek listeden girdiğinde dağılım ne olur, Millet İttifakı tek liste ile girdiğinde ne olur, A partisinden girdiğinde ne olur, B partisinden girdiğinde ne olur; tüm bunlara ilişkin hazırlıklarımızı yapıyoruz. Belirsizlik ortamında yapılabilecek tek şey var; belirginlik kazanana kadar mümkün olduğunca ileri çıkmak ve mümkün olduğunca güç toplamak. Bizim açımızdan örneğin herhangi bir ilde en zor milletvekili çıkarma durumu nedir? Diyelim TİP’in tek başına 150 bin oy alması gerekir. Biz şu anda en kötü senaryoya göre çalışmalarımızı yaparak onu mümkün kılmaya çalışıyoruz. Aday belirleme süreçlerinde buna bakıyoruz. Olabildiğince yerelden ve bize bu eşiği aştırabilecek, toplumsal açıdan temsiliyeti güçlü adaylarla seçime girmek bizim için önemli. Belirginlik kazandığı anda çok hızlı biçimde karar verebileceğimizi düşünüyoruz. Aday listeleri teslim edildiği ana kadar hareket alanı serbestisi var. Aday listeleri teslim edilene kadar partiler ayrı ayrı seçime gireceklerini söyleyebilir ve bu son gün değişebilir. Biz de buna göre hareket ediyoruz.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİYLE BERABER İKTİDAR İÇİNDE BİR HESAPLAŞMA OLDUĞU TARTIŞILIYOR. SEÇİM GÜVENLİĞİNİN KAZANDIKTAN SONRA BİLE YETMEDİĞİNİ DÜNYA ÖRNEKLERİNDE GÖRÜYORUZ; TRUMP, BOLSANARO ÖRNEĞİ ORTADA. BU ÜLKEDE SEÇİM KAZANILSA BİLE SONRASI İÇİN RİSKLER OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? (TİP Milletvekili Ahmet Şık): Suikastın arkasından ilan edilen şüphelilere, zanlılara baktığımızda hepsinin kesişim kümesi MHP ve geçmişte sabıkalı olanlar. O sabıka da genellikle uyuşturucu üzerine. Herkes sessiz. AKP kısmı o kadar sessiz mi emin değilim. Cumhurbaşkanı’nın aileyi aradığı söyleniyor. Buradan yola çıkarak birbirleri açısından bir şantaj siyaseti yapıldığını düşünüyorum. Önümüz seçim, kim kimden nasıl koparacağının kavgasına düşecek. Olayın üç tane tarafı olduğunu düşünecek olursak; MHP, AKP ve Süleyman Soylu; birbirine bağımlı ama bağımsız gibi görünen bu yapılar kendilerine dair kirli ilişkilerin hepsine vakıflar. O şantaj nereye kadar gidebilir çok emin değilim. Çünkü birinin konuşması halinde bütün yapı çökebilir. Umudum o ki o çatlak olur. Sadece seçim üzerinden söylemiyorum. İki tane çocuk yetim kalmış ve kanı yerde olan birinden bahsediyorum. MHP teşkilatlarından herhangi birinin ayağına taş değse ortalık kan gölüne dönebilir. Burada Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapmış birisi öldürülüyor. İddia o ki zanlıların ihaleye girmesi MHP yöneticileri tarafından yapılmış, MHP milletvekilinin evinden şüphelilerden biri gözaltına alınıyor ve bu sessizlikle karşılanıyor. Bu sessizlik bize failin kim olduğunu gösteriyor.
SEÇİM GÜVENLİĞİ SADECE SİYASETİN ÖZNELERİNE BIRAKILACAK BİR ŞEY DEĞİL: (TİP Milletvekili Ahmet Şık:) Seçim güvenliği meselesinde buradan yorumlayabiliriz. İnsanlarda bir kaygı hâkim olduğu, ‘seçim gecesi istediğimiz sonuç çıkmazsa neler yapabiliriz’e dair bir işaret olarak okunmasını biraz zorlama buluyorum ama şunu da aklımızda tutmamız gerekir: Alaattin Çakıcı’sından Kürşat Yılmaz’ına kadar ardı ardına nasıl serbest kalabildi bu insanlar diye düşünmek gerekir. ‘Acaba seçim güvenliğini iktidar kanadı mafyanın bu ayağına mı bırakacak?’ sorusunu ortaya bırakayım. Şunu da ekleyeyim, seçim güvenliği sadece siyasetin öznelerine bırakılacak bir şey değil. Bizatihi yurttaşın da buna sahip çıkması gerekir. Herhangi bir ayrım gözetmeden siyasi yelpazenin tüm kanatlarındaki muhalefet partilerinin sorumluluk alacağını düşünüyorum ama oy kullanacak yurttaşların da daha büyük sorumluluğa sahip olduğunu bilmemiz gerekiyor. Elbette siyasi partiler o yurttaşlara öncülük etme görevini yerine getirdikten sonra.
SEÇİM SİSTEMİNE DAİR FARKLI ALTERNATİFLERE İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA, ARAŞTIRMA VAR MI?: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş: ) Bize gelen her araştırmada az ya da çok TİP var. Her ay yapılan araştırmalarda bir biçimde TİP’in görülmüş olması önemli. Bu, son 30 yılda ilk defa karşılaştığımız bir şey. Bir sosyalist partinin anketlerde görünür hale gelmesi önemli. En fazla gelen şimdiye kadar yüzde 2. Yüzde 2’yi geçen herhangi bir anket yok. Bu hala hata payı denkleminin içinde. Sokaktaki karşılığa, partinin üye sayısındaki artışa, yaptığımız eylem ve etkinliklere dahil olan yurttaş sayısındaki artışa merak eden arkadaşlar baksın isterim. Biz hep halk toplantıları yaparız ama son aylarda Antalya’da, Aydın’da, Muğla’da yaptığımız halk toplantıları belki de 12 Eylül sonrası solun o illerde yaptığı en büyük etkinlikler olarak kayıtlara geçti. Bizi heyecanlandıran şeylerden biri bu. Bu yüzden seçimlere önem veriyoruz. Biz ayrıca bu seçimlere sadece bir seçim olarak bakmıyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı tartışmaları bize son derece önemli. Özenli yürütülmesi gereken tartışmalar. Aslında 2023’te gerçekleşecek seçimler ikinci yüzyıla giriş kapısı anlamı taşıyor bizim için.
BU BİR ŞİKAYET DEĞİL: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş:) 20 yılda AKP hala iktidardaysa muhalefetin hatası vardır. AKP 80 yıl sonra cumhuriyet yıkıcısı parti olarak bu ülkeyi yönetir hale geldiyse bu 80 yılda yapılan hataları, eksikleri de bir tarafa koymak gerekir. 80 yıldır sürekli olarak kendi solunu yok eden bir rejimle karşı karşıyayız. Ya cezaevine atmışlar ya öldürmüşler ya sürgüne göndermişler. Bu bir şikâyet değil. Sola bunları yaptığınızda bu ülkeyi sağcılara teslim ediyorsunuz, bu ülkenin kurucu değerlerinin ayaklar altına alınmasına vesile oluyorsunuz. Sola bunları yaptığınız için bugün AKP iktidarda, tarikatlar iktidara geliyor. İkinci yüzyılda biz buna izin vermeyeceğiz. İkinci yüzyılda güçlü bir sol, güçlü bir sosyalist hareket, örgütlü işçi sınıfı Türkiye’nin geleceğinin güvencesi olacak. Esas heyecanlandığımız nokta bu. Yoksa oyumuzu biraz daha arttırmak, vekil sayımızı artırmak değil mesele.
BİZ TÜRKİYE’NİN ÖNÜMÜZDEKİ 100 YILINI TARTIŞIYORUZ: (TİP Genel Başkanı Erkan Baş:) Bakın, geçen gün Yargıtay’ın siyasi parti üye sayıları açıklandı. 11 bin resmi üye rakamı açıklandı ve bu önemli. Pek çok sol partinin toplamından fazla. Ve bu memlekette partiye üye olmaktan çekinen çok fazla insan var. Her şeyinizle desteklese bile üye olmayan insanlar var. 1 aydır seçim gönüllüleri çalışması yürütüyoruz. Yarın seçim olsa TİP’in 25 bin gönüllüsü var. Daha yeni başladık çalışmaya. Bunu geliştireceğiz, büyüteceğiz. Biz bir seçimi değil Türkiye’nin önümüzdeki 100 yılını tartışıyoruz ve orada sosyalistler olacak." (HABER MERKEZİ)
Yazı kaynağı : www.gazeteduvar.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.