sübbühun guddûsun rabbuna ve rabbul melaiketi verruh
sübbühun guddûsun rabbuna ve rabbul melaiketi verruh bilgi90'dan bulabilirsiniz
Subbuhun Kuddüsün Rabbuna ve Rabbul Melaiketi Verruh
Subbuhun kuddüsün rabbuna ve rabbul melaiketi verruh anlamı ve fazileti nedir? Subbuhun kuddüsün rabbuna ve rabbul melaiketi verruh Arapçası ve manası…
Hz. Aişe'den gelen bir rivayette şöyle denir: Resulullah (s.a.v.) rüku ve secdesinde şöyle derdi:
"Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." (Ebu Davud, II, 28-35).
Anlamı: "Münezzehsin, Mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin."
"Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." (Ebu Davud, II, 28-35).
"Münezzehsin, Mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin."
CEBRAİL ALEYHİSSELAM'IN OKUDUĞU ZİKRİN BEREKETİ
Bir rivâyete göre İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın 12.000 hayvandan oluşan sürüleri vardı. Bu sürüleri koruyan pek çok da muhâfız köpeği vardı. Dünyâya râm olanları tahkîr için köpeklerin boyunlarına altından tasma taktırırdı.
Cebrâîl -aleyhisselâm-, insan kılığında geldi: “–Bu sürüler kimin?” diye sordu.
İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimin. Ben de emânetçisiyim!” dedi.
Cebrâîl -aleyhisselâm-: “–Bana satar mısın?” dedi.
İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimi bir kere zikret üçte birini, üç kere zikret; tamamını vereyim!
Cebrâîl -aleyhisselâm-: "Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rûh." dedi.
İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Al, hepsi senin, al, götür!” dedi.
Cebrâîl -aleyhisselâm-:“–Ben meleğim, alamam!” dedi.
Bunun üzerine İbrâhîm -aleyhisselâm-:“–Sen meleksen, ben de “Halîl”im. Verdiğimi geri alamam!” dedi.
Nihâyet İbrâhîm -aleyhisselâm- sürüleri sattı. Geniş bir arâzî aldı. Onu müslümanların istifâdesi için vakfetti. Böylece vakıf, İbrâhîm -aleyhisselâm- ile başlamış oldu.
Allâh’ın Halîl’i olan İbrâhîm -aleyhisselâm-, Allâh için bütün servetini bir anda fedâ ederek malından da imtihan vermiş, “gerçek dost” (Halîl) olduğunu ispat etmişti. İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın bu husûsiyeti âyet-i kerîmede şöyle beyân edilmiştir:
“Bir zaman Rabbi, İbrâhîm’i bir takım kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihan etmiş, İbrâhîm de onları tamâmen yerine getirmişti…” (el-Bakara, 124)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
Yazı kaynağı : www.islamveihsan.com
"Subbuhun, kuddusün, rabbüna ve rabbül melaiketi verruh." duası nerelerde okunur? Vitirden sonra okunur mu?
Değerli kardeşimiz,
"Subbuhun kuddusün rabbüna ve rabbül melaiketi verruh" duasını namazların secdesinde okumak sünnettir. Ancak cemaatle kılınan namazlarda namazı uzatmamak için okunmaz.
Teravih namazı kılınırken, namaz aralarında bu dua okunabilir. (İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, 2/46)
Vitir namazını kılan kişinin bu namazdan sonra: "Sübhanel-meliki'l-kuddûsi" tesbihini üç kere söylemesi müstahaptır. Üçüncüsünde ses yükseltilir. Çünkü Ubey b. Kâ'b'dan rivayet ettiğine göre kendisi şöyle demiştir:
Bir diğer rivayette
Hz. Ali'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.m) vitir namazının sonunda şöyle derdi:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com
“Sübbûhun kuddûsün rabbül melâiketü ver rûh” Anlamı ve Fazileti
Sübbûhun kuddûsün ile başlayan Allâh-ü Teâlâ bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddestir. Mealindeki Dua, kelime Anlamı ve meali, Fazileti ve Arapça-Türkçe yazılışı ve okunuşu
“Sübbûhun kuddûsün rabbül melâiketü ver rûh”
Allahu Teala’yı noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes olduğunu zikrettiğimiz ve sübhan kelimesi ve Kuddûs esması ile tazim ve tesbih ettiğimiz gayet kıymettar ve etkili, tesirli ve sevaplı bir zikirdir.
Cenab-ı Hakk’ın El-Kuddûs ism-i şerifi; Her türlü eksiklik ve acizlikten, hatadan, kusurdan münezzeh, temiz, pak ve müberra, mukaddes ve münezzeh demektir. Bütün mahlukatı maddi ve manevi kirlerden, ayıplardan temizleyip arındıran anlamına gelmektedir.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) bazı namazların rüku ve secdesinde bu duayı okuduğu hadislerde rivayet edilmiştir.
سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلاَئِکَةِ وَالرُّوحِ
Okunuşu:
Sübbûhun kuddûsün rabbül melâiketü ver rûhi
Meali, Anlamı:
Allâh-ü Teâlâ bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddestir. Meleklerin ve Rûh (Cebrâil)’in Rabbidir.
Bir hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua ediniz. Biliniz ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.” (Tirmizî, Deavât, 65)
Dua; insanın Rabbine doğrudan niyazda bulunduğu, insanı Rabbine en fazla yakınlaştıran ibadetlerin başında gelir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz “İbadetin özü duadır” (Tirmizî, Daavât, 1) buyurmuşlardır.
Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre;
Resulullah (s.a.v.) rüku ve secdesinde şöyle derdi: “Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve’r-rûh.”
Kaynak: Müslim 487/223, Ebu Avane 2/167, Ebu Davud 872, Nesei 1/234, Abdurrezzak 2884, Beyhaki 2/87109, İbni Huzeyme 606
‘Sübbûhun kuddûsün…’ Fazileti nedir? Ne zaman ve nasıl okunur?
Bir hadis-i şerifte;
“Resulullah (a.s.m), vitir namazından ayrılmak isteyince ‘Sübhanel-meliki’l-kuddûsi’ tesbihini üç kere söylerdi. Sonra üçüncüde sesini yükseltirdi.” (Ebu Davud, Salat, 1430)
El Kuddus ism-i şerifini vird edinen kimsenin yüzünde nur ve sevimlilik olur.
Her gören tarafından muhabbet ve sevgi görür. Elinden ve dilinden herkes emin olur.
Hatır ve hayaline gelmeyen yerlerden yardım ve menfaat gelir. Bolluğa kavuşur. Ömrü huzurlu olur ve daime ilerler.
Bu ism-i şerifin ruhlarla bağlantı kurmakta büyük yardımı vardır.
Devamlı zikir edenler üç, beş veya yedide bir “Sübbûhun kuddûsün rabbül melâiketü ver rûh” (Allâh-ü Teâlâ bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddestir. Meleklerin ve Rûh (Cebrâil)’in Rabbidir) diye okuduklarında kısa bir zamanda bir takım fevkalade haller zuhur etmeye başlar. Işıklar, nurlar görmeye başlarlar.
Sadık rüyalardan sonra aşikar şekilde görme başlar. Altıncı his çok kuvvetlenir.
Hariçte ve kalpler üzerinde tesiri kuvvetlenir ve artar. Bu fevkalade halleri kesinlikle kötüye kullanmamak ve herkese söylememek lazımdır.
“Ey Rabbimiz! Bizi ve soyumuzdan gelecekleri namazı kılanlardan eyle. Dualarımızı kabul eyle! Hesap Günü’nde beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla!” (İbrahim Suresi 14/40-41)
İlgili Diğer Konular
Nukteler.com Facebook’ta!
Yazı kaynağı : www.nukteler.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.