Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    mehmet akif ersoy ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker

    1 ziyaretçi

    mehmet akif ersoy ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker bilgi90'dan bulabilirsiniz

    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

    Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

    Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya

    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

    Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

    Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”

    Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

    Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

    Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.

    Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,

    Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!

    ***

    Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:

    İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.

    Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…

    O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…

    Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…

    Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

    Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

    “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

    ***

    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,

    Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,

    Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…

    Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

    Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

    Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât!

    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…

    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

    Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

    Mehmet Akif Ersoy

    Yazı kaynağı : hastanetip.gantep.edu.tr

    �ANAKKALE �EH�TLER�NE - FORSNET

    �u Bo�az Harbi Nedir? Var m� ki d�nyada e�i?

    En kesif ordular�n y�kleniyor d�rd� be�i,

    -Tepeden yol bularak ge�mek i�in Marmara�ya

    Ka� donanmayla sar�lm�� ufac�k bir karaya,

    Ne hayas�zca taha���d ki ufuklar kapal�!

    Nerde-g�sterdi�i vah�etle �bu: bir Avrupal��

    Dedirir-y�rt�c�, his yoksulu, s�rtlan k�mesi

    Varsa gelmi�, a��l�p mahbesi, yahut kafesi!

    Eski D�nya, Yeni D�nya b�t�n akvam-� be�er

    Kayn�yor kum gibi, Mah�er mi, hakikat mah�er.

    Yedi iklimi cihan�n duruyor kar��nda,

    Osrtralya�yla beraber bak�yorsun ; Kanada!

    �ehreler ba�ka, lisanlar, deriler rengarenk.

    Sade bir hadise var ortada : Vah�etler denk.

    Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...

    Hani tauna da zuld�r bu rezil istila...

    Ah o yirminci as�r yok mu, o mahluk-i asil,

    Ne kadar g�zdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

    Kustu Mehmet�i�in aylarca durup kar��s�na;

    D�kt� karn�ndaki esrar� hayas�zcas�na,

    Maske y�rt�lmasa hala bize affetti o y�z ...

    Medeniyet denilen kahbe, hakikat y�zs�z.

    Sonra mel�undaki tahribe m�vekkel esbab,

    �yle m�thi� ki: Eder her biri bir m�lk� harab.

    �teden saikalar par�al�yor afak�;

    Beriden zelzeleler kald�r�yor a�mak�;

    Bomba �im�ekleri beyninden inip her siperin;

    S�n�yor g��s�n�n �st�nde o aslan neferin.

    Yerin alt�nda cehennem gibi binlerce la�am,

    At�lan her la��m�n yakt���: Y�zlerce adam.

    �l�m indirmede g�kler, �l� p�sk�rtme de yer

    O ne m�thi� tipidir: Savrulur enkaaz-� be�er...

    Kafa, g�z, g�vde, bacak, kol, �ene, parmak, el, ayak,

    Bo�an�r s�rtlara, vadilere, sa�nak sa�nak.

    Sa��yor z�rha b�r�nm�� de namerd eller,

    Y�ld�r�m yayl�m� tufanlar, alevden seller.

    Veriyor yang�n�, durmu� da a��k sinelere,

    S�r� halinde gezerken say�s�z tayyare.

    Top t�fekten daha s�k, g�lle ya�an mermiler...

    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide g�ler!

    Ne �elik tabyalar ister, ne siner hasm�ndan;

    Al�n�r kal�a m� g��s�ndeki kat kat iman?

    Hangi kuvvet onu, ba�a, edecek kahr�na ram?

    ��nk� te�sis-i ilahi o metin istihkam.

    Sar�l�r, indirilir mevki�-i m�stahkemler,

    Be�erin azmini tevkif edemez sun�-i be�er;

    Bir g���slerse Huda�n�n edebi serhaddi;

    �O benim sun�-i bediim, onu �i�netme� dedi.

    As�m��n nesli... diyordum ya... nesilmi� ger�ek:

    ��te �i�netmedi namusunu, �i�netmeyecek.

    �uheda g�vdesi, bir baksana, da�lar, ta�lar...

    O, ruk� olmasa, d�nyaya e�ilmez ba�lar,

    Vurulup tertemiz aln�ndan, uzanm�� yat�yor,

    Bir hilal u�runa, ya Rab, ne g�ne�ler bat�yor!

    Ey, bu topraklar i�in topra�a d��m��, asker!

    G�kten ecdad inerek �pse o pak aln� de�er.

    Ne b�y�ks�n ki, kan�n kurtar�yor Tevhid�i...

    Bedr�in aslanlar� ancak, bu kadar �anl� idi.

    Sana dar gelmeyecek makber�i kimler kazs�n?

    �G�melim gel seni tarihe�desem, s��mazs�n.

    Herc � merc etti�in edvara da yetmez o kitab...

    Seni ancak ebediyetler eder istiab.

    �Bu, ta��nd�r� diyerek Ka�be�yi diksem ba��na;

    Ruhumun vayhini duysam da ge�irsem ta��na;

    Sonra g�k kubbeyi alsam da, rida nam�yle;

    Kanayan lahdine �eksem b�t�n ecram�yle;

    Mor bulutlarla a��k t�rbene �atsam da tavan;

    Yedi kandilli S�reyya�y� uzatsan oradan;

    Sen bu avizenin alt�nda, b�r�nm�� kan�na;

    Uzan�rken, gece mehtab� getirsem yan�na,

    T�rbedar�n gibi ta fecre kadar bekletsem;

    G�nd�z�n fecr ile avizeni lebriz etsem;

    T�llenen ma�ribi, ak�amlar� sarsam yarana...

    Yine bir �ey yapabildim diyemem hat�r�na.

    Sen ki, son ehl-i salibin k�rarak savletini,

    �ark�n en sevgili sultan�n� Salahaddin�i,

    K�l�� Arslan gibi iclaline ettin hayran...

    Sen ki, �slam�� ku�atm��, bo�uyorken h�sran,

    O demir �emberi g��s�nde k�r�p par�alad�n;

    Sen ki, ruhunla beraber gezer ecram� ad�n;

    Sen ki, a�sara g�m�lsen ta�acaks�n... Heyhat,

    Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

    Ey �ehid o�lu �ehid, isteme benden makber,

    Sana a�u�unu a�m�� duruyor Peygamber.

                                           MEHMET AK�F ERSOY

    Yazı kaynağı : www.canakkale.gen.tr


    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

    ŞU BOĞAZ HARBİ NEDİR? VAR MI Kİ DÜNYADA EŞİ?
    EN KESİF ORDULARIN YÜKLENİYOR DÖRDÜ BEŞİ

    TEPEDEN YOL BULARAK GEÇMEK İÇİN MARMARA’YA
    KAÇ DONANMAYLA SARILMIŞ UFACIK BİR KARAYA.

    NE HAYASIZCA TEHAŞŞÜD Kİ UFUKLAR KAPALI!
    NERDE GÖSTERDİĞİ VAHŞETLE “BU: BİR AVRUPA’LI”

    DEDİRİR, YIRTICI, HİS YOKSULU, SIRTLAN KÜMESİ,
    VARSA GELMİŞ, AÇILIP MAHPESİ, YAHUT KAFESİ!

    KAFA, GÖZ, GÖVDE, BACAK, KOL, ÇENE, PARMAK, EL, AYAK
    BOŞANIR SIRTLARA VADİLERE SAĞNAK SAĞNAK.

    SAÇIYOR ZIRHA BÜRÜNMÜŞ DE NAMERD ELLER,
    YILDIRIM YAYLIMI TUFANLAR, ALEVDEN SELLER.

    VERİYOR YANGINI, DURMUŞ DA AÇIK SİNELERE,
    SÜRÜ HALİNDE GEZERKEN SAYISIZ TEYYARE.

    TOP TÜFEKTEN DAHA SIK, GÜLLE YAĞAN MERMİLER,
    KAHRAMAN ORDUYU SEYRET Kİ, BU TEHDİDE GÜLER!

    NE ÇELİK TABYALAR İSTER, NE SİNER HASMINDAN;
    ALINIR KAL’A MI GÖĞSÜNDEKİ KAT KAT İMAN?

    HANGİ KUVVET ONU, HAŞA EDECEK KAHRINA RAM?
    ÇÜNKÜ TE’SİS-İ İLAHİ O METİN İSTİHKAM

    ŞÜHEDA GÖVDESİ, BİR BAKSANA, DAĞLAR TAŞLAR…
    O, RÜKU OLMASA, DÜNYADA EĞİLMEZ BAŞLAR,

    VURULUP TERTEMİZ ALNINDAN UZANMIŞ YATIYOR;
    BİR HİLAL UĞRUNA YA RAB, NE GÜNEŞLER BATIYOR!

    EY BU TOPRAKLAR İÇİN TOPRAĞA DÜŞMÜŞ ASKER,
    GÖKTEN ECDAD İNEREK ÖPSE O PAK ALNI DEĞER.

    NE BÜYÜKSÜN Kİ KANIN KURTARIYOR TEVHİDİ,
    BEDR’İN ASLANLARI ANCAK BU KADAR ŞANLI İDİ.

    SANA DAR GELMEYECEK MAKBERİ KİMLER KAZSIN?
    “GÖMELİM GEL SENİ TARİHE” DESEM SIĞMAZSIN.

    HERCÜMERC ETTİĞİN EDVARA DA YETMEZ O KİTAP
    SENİ ANCAK EBEDİYETLER EDER İSTİAB.

    “BU TAŞINDIR” DİYEREK KABE’Yİ DİKSEM BAŞINA,
    RUHUMUN VAHYİNİ DUYSAM DA GEÇİRSEM TAŞINA,

    SONRA GÖK KUBBEYİ ALSAM DA RİDA NAMİYLE
    KANAYAN LAHDİNE ÇEKSEM BÜTÜN ECRAMİYLE

    MOR BULUTLARLA AÇIK TÜRBENE ÇATSAM DA TAVAN
    YEDİ KANDİLLİ SÜREYYA’YI UZATSAM ORADAN.

    SEN BU AVİZENİN ALTINDA BÜRÜNMÜŞ KANINA
    UZANIRKEN GECE MEHTABI GETİRSEM YANINA.

    TÜRBEDARIN DİYE TA FECRE KADAR BEKLETSEM,
    GÜNDÜZÜN FECR İLE AVİZENİ LEBRİZ ETSEM.

    TÜLLENEN MAGRİBİ AKŞAMLARI SARSAM YARANA,
    YİNE BİR ŞEY YAPABİLDİM DİYEMEM HATIRANA…

    EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT, İSTEME BENDEN MAKBER,
    SANA AĞUŞUNU AÇMIŞ DURUYOR PEYGAMBER.

    Yazı kaynağı : www.kayseribarosu.org.tr

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap