mahzuni şerif bana dönek demiş itin birisi hikayesi
mahzuni şerif bana dönek demiş itin birisi hikayesi bilgi90'dan bulabilirsiniz
Bana dönek demiş itin birisi - Güncel - ODATV
Anayasa Mahkemesi, AKP’li Mehmet Metiner’e 2011’de söylenen, “Dönek misin inek misin” sözlerinin “hakaret” olmadığına karar verdi.
AKP Milletvekili Mehmet Metiner, Star gazetesindeki bugünkü “Bana dönek demiş itin birisi!” başlıklı yazısında, yargı kararını değerlendirdi.
“Aşık Mahzuni Şerif’in en sevdiğim türkülerden birisidir bu. Merak edenler dinlesinler. ‘Döneklik’ iddiası üzerinden yapılan tartışmalara girmek niyetinde değilim” diyen AKP’li Mehmet Metiner şunları yazdı:
“Zira bu bahiste ne derseniz deyin sabit fikirli fanatikleri ikna etmeniz mümkün değildir. Bir başka deyişle fikir ve kanaat değiştiren herkesi yetersiz ve sığ aklıyla ‘dönek’ diye suçlayan yobazların saldırganlığı her türlü pespayeliğin ötesindedir. Fikre fikirle karşılık veremeyenlerin sığındıkları pespayelik ‘döneklik’ suçlaması ekseninde dönüp dolaşır. Fikrini değiştirmeyi iman değiştirmek biçiminde algılayan fanatik militanlar sanmayın ki okumamış kesimlerin arasında çıkarlar. Okumuş yazmış kesimlerin ideolojik yobazları bu bahiste çok daha düşüktürler.”
“KATLANILMASI GEREKEN BİR ‘ELEŞTİRİ’ OLARAK KABUL EDİLİYOR”
AKP’li Mehmet Metiner yargı kararını şöyle eleştirdi: “Mahkemeler bir alemdir. Bazen ‘eleştiri’ der geçiştirirler. Bazen ‘hakaret’ der cezalandırırlar. Bazen ilk derece mahkemelerin ‘hakaret’ deyip ceza kestiği davaları yüksek yargı onaylar, bazen de bozar geri gönderir. Bazen de yüksek yargının ‘hakaret’ deyip ceza kestiği davalara Anayasa Mahkemesi ‘bireysel başvuru’ dolayısıyla el koyar.
Bir bakarsınız bütün o mahkeme süreçlerinde verilen hükümleri bir çırpıda hükümsüz kılarlar. ‘Hakaret’ olarak görülen lafları ‘eleştiri’ kapsamına alıp ortalık yere salıvermeyi yeterli görmeyerek ötesine varan lafların edilmesine imkan sağlayan bir mantık geliştirirler. Mesela derler ki, ‘Tanınmış bir siyasetçi iseniz en ağır ve şoke edici lafları işitmeye hazır olmalısınız. Bu lafları edenler cezalandırılırsa o zaman siyasetçilere yönelik eleştiri hakkı engellenmiş olur.’ Vs...
O laflar sıradan birine yapıldığında ‘hakaret’ sayılıyor, lakin tanınmış bir siyasetçiye yapıldığında katlanılması gereken bir ‘eleştiri’ olarak kabul ediliyor.”
Odatv.com
Yazı kaynağı : www.odatv4.com
Aşık Mahzuni bir deryadır
İrfan ÖNER
Âşık Mahzuni Şerif hem politik olarak hem de sanatıyla çok özel bir isim. Siz onunla hemşerisiniz. Kendisiyle tanışıklığınız var mıydı?
Evet vardı. Ölümünden birkaç sene önce tanışmıştık ve sohbetlerimiz olmuştu. Zaten Maraşlı, Anadolulu olup da Aşık Mahzuni Şerif’i tanımayan yoktur. Çocukluğumuzdan itibaren onun türküleriyle büyüdük, onun türküleriyle güldük, sevindik, üzüldük, mutlu olduk…
Âşık Mahzuni hakkında bir kitap yazma fikri nasıl doğdu?
Benim aklımda her zaman Mahzuni’nin hayatını yazmak vardı. Çünkü Mahzuni bir deryadır. Onun eserlerini, şiirlerini, hayatını gelecek nesillere iletmek bizler için bir görevdi. Bugün nasıl ki Pir Sultan Abdal’ın eserlerini dinleyip, şiirlerini okuyabiliyorsak, Mahzuni’nin de yüzyıllar sonra okunması gerekiyordu. ‘’Söz uçar yazı kalır’’ mantığıyla, yazılı bir kaynak kitap yaratmak lazımdı. Bu amaçla “Devr-i Mahzuni”yi yazdım.
Kitap, Âşık Mahzuni hakkında oldukça özel bilgilerden türkülerinin hikâyelerine kadar Mahzuni hakkında bilinmeyen konulara ışık tutuluyor. Ne kadar sürede ortaya çıktı?
Yaklaşık 1 buçuk yıl sürdü bu eserin ortaya çıkması. Mahzuni, hayatının bir bölümünü kaleme almış ve notlarının arasına bırakmıştı. Türküleri kime, nerde, nasıl yazdığını küçük notlar halinde ailesine bırakmıştı. Hem bunlardan faydalandık hem eşi Fatma Mahzuni, oğlu Ali Mahzuni ve çok sayıda yakın dostu olan ozanlarla da görüştüm. Onların da anlattıklarını derledim. Mahzuni Baba’nın bir başka özelliği ise mektupları seviyor olmasıdır. Kendisi iletişimi hep mektupla kurarmış. Ozanlara, arkadaşlarına mektup gönderirmiş. Hem o mektupları hem de 70’li yıllarda cezaevindeyken eşine yazdığı mektupları korumuş ve saklamış. Arşivinde bunları bulduk ve kitabımızda bunların bir kısmına yer verdik.
Yazı kaynağı : www.posta.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.