evvabin namazı ne zaman kılınır diyanet
evvabin namazı ne zaman kılınır diyanet bilgi90'dan bulabilirsiniz
Evvabin namazı nedir, nasıl kılınır? Evvabin namazı kaç rekat, ne zaman kılınır? Diyanet bilgisi
Evvabin namazı akşam namazından sonra kılınan nafile namazlarından biri. Altı rekat olarak kılınır. İşte Evvabin namazıyla ilgili Diyanet bilgisi...
EVVABİN NAMAZI NEDİR?
‘Evvâbîn’, tövbe edip Allah’a sığınanlar ve ona yönelenler anlamına gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.), evvâbîn namazının vaktinin kuşluk vakti olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 143, 144; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 366, 367, 372; Dârimî, Salât, 153). Bunun yanı sıra akşam namazından sonra kılınan nafile namaz (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, I, 250; VII, 191) için de, “Evvâbîn namazı” tabiri kullanılmıştır. Hatta fıkıh geleneğinde ve halk arasında bu kullanım daha yaygındır.
EVVABİN NAMAZI NASIL KILINIR?
Senetleri bakımından zayıf olmakla birlikte Resûl-i Ekrem’den (s.a.s.) nakledilen “Kim akşam namazından sonra kötü söz söylemeksizin altı rekât namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk tutulur” (Tirmizî, Salât, 209; İbn Mâce, İkāme, 185) rivayeti de bazı âlimlerce evvâbîn namazı ile irtibatlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamberin kendisinin de akşam namazından sonra altı rekât namaz kıldığı rivayet edilmiştir (Bkz. Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 525).
Altı rekâtlık bir namaz olan evvâbîn namazı, tek selamla kılınabileceği gibi ikişer rekat halinde üç selamla da kılınabilir (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, I, 148).
Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr
Evvabin namazı nedir ve nasıl kılınır?
Evvâbîn namazı nedir ve nasıl kılınır?
Evvâbîn kelimesi “tevbe edip Allah’a sığınanlar ve O’na yönelenler” anlamındaki evvâbın çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’de beş yerde tekil (Sâd 38/17, 19, 30, 44; Kāf 50/32), bir yerde de çoğul (el-İsrâ 17/25) şekliyle geçen bu kelime ile eski peygamberlerin ve salih kulların her zaman Allah’a yöneldikleri, tövbe edip O’na döndükleri anlatılır. Kelime bazı hadislerde de tekil ve çoğul olarak yer almakta ve benzeri anlamlar taşımaktadır. Yukarıdaki âyetler arasında özellikle İsrâ sûresinde geçen evvâbîn kelimesi müfessirler tarafından “günah işlediğinde derhal tevbe edip Allah’a yönelen, Allah’a itaat ederek hayır işleyen kimseler” şeklinde açıklanmıştır.
Bunun yanı sıra akşam namazından sonra kılınan nafile namaz (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, I, 250; VII, 191) için de, “Evvâbîn namazı” tabiri kullanılmıştır. Hatta fıkıh geleneğinde ve halk arasında bu kullanım daha yaygındır.
Senetleri bakımından zayıf olmakla birlikte Resûl-i Ekrem’den (sas) nakledilen “Kim akşam namazından sonra kötü söz söylemeksizin altı rekât namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk tutulur.” (Tirmizî, Salât, 209; İbn Mâce, İkāme, 185) rivayeti de bazı âlimlerce evvâbîn namazı ile irtibatlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in kendisinin de akşam namazından sonra altı rekât namaz kıldığı rivayet edilmiştir (Bkz. Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 525).
Altı rekâtlık bir namaz olan evvâbîn namazı, tek selamla kılınabileceği gibi ikişer rekat hâlinde üç selamla da kılınabilir (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, I, 148).
Yazı kaynağı : www.diyanethaber.com.tr
EVVÂBÎN NAMAZI
Wensinck, el-Muʿcem, “evvâb” md.
Müsned, IV, 366, 367, 372.
Dârimî, “Ṣalât”, 153.
Müslim, “Müsâfirîn”, 143, 144.
İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 185.
Tirmizî, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 204.
Abdullah b. Mübârek, Kitâbü’z-Zühd (nşr. Habîbürrahmân el-A‘zamî), Haydarâbâd 1386 → Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), s. 444-445, 453.
Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muṣannef, III, 44-46.
Taberî, Câmiʿu’l-beyân, Beyrut 1405/1984, IX, 68-71.
Cessâs, Aḥkâmü’l-Ḳurʾân (Kamhâvî), V, 21.
Hâkim, el-Müstedrek, I, 314.
Serahsî, el-Mebsûṭ, I, 157.
Gazzâlî, İḥyâʾ, Kahire 1387/1967, I, 260.
Zemahşerî, el-Fâʾiḳ, I, 66.
İbnü’l-Harrât, eṣ-Ṣalât ve’t-teheccüd (nşr. Âdil Ebü’l-Meâtî), Mansûre 1413/1992, s. 253-254.
Kâsânî, Bedâʾiʿ, I, 285.
İbn Kudâme, el-Muġnî, I, 765, 767.
Kurtubî, el-Câmiʿ, X, 246-247.
Heysemî, Mecmaʿu’z-zevâʾid, II, 229-230.
İbnü’l-Hümâm, Fetḥu’l-ḳadîr, I, 444.
İbn Hacer el-Heytemî, Tuḥfetü’l-muḥtâc [baskı yeri ve tarihi yok] (Dârü’l-fikr), II, 221, 223, 233, 238-239.
Müttakī el-Hindî, Kenzü’l-ʿummâl, VII, 388.
Şirbînî, Muġni’l-muḥtâc, I, 225.
Remlî, Nihâyetü’l-muḥtâc, Kahire 1389/1969 → Beyrut 1404/1984, II, 110, 122-123.
Buhûtî, Keşşâfü’l-ḳınâʿ, I, 424.
Derdîr, eş-Şerḥu’l-kebîr, I, 313.
Şevkânî, Neylü’l-evṭâr, III, 62-64.
İbn Âbidîn, Reddü’l-muḥtâr (Kahire), II, 13-14.
Nâsırüddin el-Elbânî, el-Eḥâdîs̱ü’ḍ-ḍaʿîfe, Beyrut 1398, I, 480, 481.
Zühaylî, el-Fıḳhü’l-İslâmî, II, 45, 56, 64, 70, 71.
Yazı kaynağı : islamansiklopedisi.org.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.