Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    depremde olenler sehitmidir sorularla islamiyet

    1 ziyaretçi

    depremde olenler sehitmidir sorularla islamiyet bilgi90'dan bulabilirsiniz

    Depremde ölenler şehit mi, yıkanır mı?

    Depremde ölenler şehit mi, yıkanır mı?

    Değerli kardeşimiz,

    Vefat eden bir Müslüman iki şekilde şehit olur:

    1. Hakiki Şehit

    İslam'ın yücelmesi (ila-i kelimetullah), vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar. Bu kimseler yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir. Uhud, Bedir ve Çanakkale şehitleri gibi.

    2. Hükmi Şehit

    Hakiki şehidin şartlarından birini taşımaması sebebiyle yıkanıp kefenlenen ve ahiret itibariyle şehit olanlardır. Savaşta yaralandıktan sonra yiyip içen, uyuyan, tedavi gören, başka bir yere nakledilen ve daha sonra ölen kimseler; deprem, yangın, sel felaketi, afet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda boğularak ölen, kolera, veba ve veremden ölen, göçük altında kalarak ölen, ilim yolunda ölen Müslümanlar da hükmen şehittirler. (bk. Buhari, Cihad, 30, Tıb, 30; Ebu Davud, Cenaiz, 11, 16; Nesai, Cenaiz, 14; Malik, Cenaiz, 36)

    Bu bağlamda, depremde vefat eden Müslümanların hükmi şehit olarak değerlendirilebileceği söylenebilir.

    Zaruret durumları haricinde bunlar da diğer ölüler gibi yıkanır, kefenlenir ve namazı kılındıktan sonra defnedilir.

    Kefenleme normal şartlar altında erkekler için üç parça; kadınlar için de beş parça bez ile yapılır. Buna yetecek kefen örtüsü bulunamaması halinde kefenleme, erkekler için iki parça; kadınlar için de üç parça bez ile yapılır. Bunların da bulunamaması halinde vücudun bütününü örtecek bir bez kefen için yeterli olur. (bk. Müslim, Cenaiz, 44) Bu durumda kadın ve erkeğin kefenlenmesi arasında fark yoktur.

    Bununla birlikte kefen, bez vb. malzemenin bulunamaması veya farklı sebeplerle kullanılamaması durumunda, ceset torbasının kefen sayılarak cenazenin defnedilmesi de caizdir.

    Selam ve dua ile...
    Sorularla İslamiyet

    Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com

    Göçük altında kalanlar, boğulanlar, ishalden ölenler şehit midir?

    Göçük altında kalanlar, boğulanlar, ishalden ölenler şehit midir?

    Değerli kardeşimiz,

    Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah aleyhissalatü vesselam şöyle buyurdu:

     Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah aleyhissalatü vesselam:

    – Siz kimleri şehit sayıyorsunuz, diye sordu. Sahâbîler:

    Yâ Resûlallah! Kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir, dediler. Peygamber Efendimiz:

    – "Öyleyse ümmetimin şehitleri oldukça azdır" buyurdu. Ashâb:

    – O halde kimler şehittir, yâ Resûlallah, dediler. Resûl-i Ekrem:

    – Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden (karın ağrısından) ölen şehittir; boğularak ölen şehittir, buyurdu. (Müslim, İmâre 165; bk, İbni Mâce, Cihâd 17)

    Şehitlik ve şehitler hakkında pek çok sahih hadis vardır. Bunlardan bir kısmı hadis kitaplarının "Cihad" bölümünde yer alır. Şehit denilince cephede savaşırken şehit olanlar akla gelir. Sahâbe-i kirâm da şehid denince cephede can verenleri anlıyordu. Bu sebeple Resûl-i Ekrem'in sorusuna bildikleri gibi cevap verdiler.

    Peygamber Efendimiz onlara daha başka şehitler de bulunduğunu haber verdi. Burada beş çeşit şehitten söz edilmektedir. Daha başka sahih hadislerde bu sayı yedi, sekiz, dokuz hatta on olarak da geçer. Bu rivayetler arasında bir zıtlık olduğu söylenemez. Çünkü Resûl-i Ekrem Efendimiz kendisine gelen vahye göre bunları zikretmiş olmalıdır. Ayrıca benzeri durumlarda olduğu gibi, Peygamber aleyhissalatü vesselamın bir cinsin bütün çeşitlerini bir defada saymadığı düşünülebilir. Bu sahih rivayetlerden hareketle İslâm âlimleri şehitleri üç kısma ayırmıştır:

    * Allah yolunda savaşırken öldürülen ve hem dünya hem âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar.

    * Âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılan, ancak dünyada kendilerine şehit muamelesi yapılmayanlar.

    * Sadece dünya ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar.

    İlk sırada yer alanlar, harp esnasında savaş meydanında müşrikler tarafından öldürülen veya üzerinde yara bere olduğu halde harp alanında ölü bulunan kimselerdir. Zulmen öldürülen müslümanlar da aynı hükme girer.

    Harp meydanında şehit olanlar kefenlenir, fakat cenazesi yıkanmaz. Hanefî mezhebi imamlarına göre şehidin üzerine cenaze namazı kılınır. Fakat İmam Şâfiî ve İmam Mâlik'e göre şehitlerin üzerine cenaze namazı da kılınmaz.

    İkinci sırada yer alanlar, dünyada kendilerine yapılacak muamele itibariyle birincilere yapılanın hiçbirine tabi olmadığı için, âhiret ahkâmı itibariyle şehittir.

    İşte bunlar hadisimizde sayıldığı gibi, bulaşıcı hastalıktan, aşırı ishalden (karın ağrısından), suda boğulmaktan ve bir göçük altında kalmaktan dolayı hayatlarını yitirenlerdir.

    Daha başka rivayetlerde bunlara ilave olarak zâtü'l-cenbden (karaciğer zarı iltihaplanmasından) ölen kimselerin, yanarak ölenlerin, karnında çocukla veya lohusayken ölen kadınların da şehit sayılacakları bildirilir.

    Bazı hadislerde yol kesiciler tarafından öldürülenlerle, zulüm ve işkence edilerek öldürülenlerin de şehit sayıldığı görülür.

    Bunların şehit hükmünde olmaları, yakalandıkları amansız hastalıklar karşısındaki çaresizlikleri, su ve sel baskını, toprak kayması ya da zelzele gibi tabiî âfetlere karşı koyamamaları ve karşılaştıkları bu güçlüklere göğüs germeleri, sabretmeleri sebebiyledir.

    Üçüncü sınıfı oluşturanlar, harpten kaçarken veya çapulculuk yaparken ya da ganimetten bir şey aşırırken öldürülenlerdir. İnsanlar bunların içyüzünü bilmez, fakat onların şehit olduğunu zannederler. Bunların halini yalnız Allah bilir ve kendilerine âhirette de hiçbir sevap verilmez. Yani onlar şehit olmayıp öyle zannedilenlerdir. Buna göre:

    - Şehitlik, Allah katında en üstün mertebelerden biri olup, farklı dereceleri vardır.

    - Allah yolunda savaşırken harp meydanında şehit düşenler dünya ve âhiret ahkâmı itibariyle şehittir.

    - Bulaşıcı hastalıktan, ishalden (karın ağrısından), göçük altında kalmaktan, suda boğulmaktan, hamilelikten ve lohusayken vefat edenler de âhiret şehididirler.

    Selam ve dua ile...
    Sorularla İslamiyet

    Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com

    İman etmiş olmasına rağmen ibadet etmemiş, ama suda boğulan, depremde ölen ve bunun gibi diğer ahiret şehitleri direkt cennete mi gidecek?

    İman etmiş olmasına rağmen ibadet etmemiş, ama suda boğulan, depremde ölen ve bunun gibi diğer ahiret şehitleri direkt cennete mi gidecek?

    Değerli kardeşimiz,

    Suda boğulan, depremde ölen, cuma gecesi ölen ve bunun gibi diğer ahiret şehitleri direkt cennete mi gidecek?

    Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir.

    Şu kimseler âhiret şehîdi sayılır:

    * Suda boğulanlar.

    * Ateşte yananlar.

    * Enkaz altında kalanlar.

    * Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.

    * Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.

    * İlim yolunda ölenler.

    * Ciğer hastalıklarından ölenler.

    * Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.

    * Baş ağrısından ölenler.

    * Karın ağrısından ölenler.

    * Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.

    * Cuma gecesi ölenler.

    * Gurbet ilde vefat edenler.

    * Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler...

    Uhrevi şehit olan her insanın mutlak şehitler gibi tüm günahlarının affolunacağı söylenebilir. Ancak bu hüküm daha çok İslam çizgisi üzerinde hayatını yaşayan ve yukarıda sayılan nedenlerle ölen kişilere şamildir. Bununla beraber Allah'ın rahmeti sonsuzdur. Günahkar olan insanların da affedileceği ümit edilir. Çünkü Ahiret şehitliği de olsa ona bir velayet kazandırabilir.

    Öyleyse gerçek veya hükmî şehit mertebesine ulaşanlar -inşallah- doğrudan cennete gireceklerdir. Çünkü şehitlik bir velayet mertebesidir.

    “Bilesiniz ki, Allah’ın velileri için o gün  bir korku yoktur, ve onlar üzülmeyecekler de..” (Yunus, 10/62)

    mealindeki ayette bu gerçek kuvvetli bir şekilde vurgulanmaktadır.

    İlave bilgi için tıklayınız:

    Şehitler kabir azabı çeker mi, kul hakları affedilir mi, cesedlerinin çürümediği doğru mu?

    Selam ve dua ile...
    Sorularla İslamiyet

    Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap