balıklıgöl siyah balığın hikayesi
balıklıgöl siyah balığın hikayesi bilgi90'dan bulabilirsiniz
Balıklıgöl efsanesi ve bilinen tarihçesi! Balıklıgöl nerede, hangi ilde? İşte tüm mitolojik bilgiler!
BALIKLI GÖL HİKAYESİ VE TARİHÇESİ
Tarihsel ve bilimsel verilere göre Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış birer antik pagan (putperest) tapınaklarıdır. MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. Günümüzde İsrail, Lübnan, Suriye'de de tanrıça Atargatis'e adanan içindeki balıklara dokunmanın ve yemenin yasak olduğu balıklı havuzlar vardır. İslam mitolojisinin dışında Balıklıgöl platosunda ayrıca Yahudi ve Hristiyan mitolojileri de mevcuttur.
1970'lere kadar göllerde yüzülüp yüzme yarışmaları düzenlenirken, 1970'lerden sonra göle kutsal aidiyet verilip göllerde yüzmek ve balıklarını yemek yasaklanmıştır. Günümüzde birçok İslam araştırmacısı Balıklıgöl'e ait İslam mitolojisinin hurafe ve uyduma olup havuzların antik pagan tapınaklarına ait olduğunu kesin bir dille kabul etmiştir.
Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr
Bir Kadim Hikaye: Balıklıgöl Efsanesi
Bir Kadim Hikaye: Balıklıgöl Efsanesi
Peygamberler şehri Şanlıurfa dendiğinde ilk önce akla efsanelere konu olmuş Balıklıgöl gelir. Balıklıgöl’ü bu kadar özel kılan hikaye onun nasıl oluşmuş olduğuyla ilgili. Her mevsim yerli-yabancı milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Balıklı Göl, Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olarak anlatılır.
Balıklıgöl Nerede?
Balıklıgöl Şanlıurfa’da bulunur ve Şanlıurfa denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden birisidir. Balıklıgöl Halil-ür Rahman Gölü'nün güneyinde ve Urfa Kalesinin önünde yer alır. Göl, 150 metrekare alana sahiptir.
Balıklıgöl Efsanesinin Hikayesi Nedir?
Allah’a olan inancını her an koruduğu ve onu aradığı için Allah, İbrahim’e Halilim yani Dostum demiştir. Balıklı Göl’ün adı Allah’ın Dostu anlamına gelen Halil-ür Rahman olarak da bilinir. Hz. İbrahim’in atıldığı ateşin su, odunların ise balığa dönüştüğü efsane günümüze kadar süregelir. Gelin şimdi Balıkgöl'ün hikayesine bakalım:
Şanlıurfa ve çevresinde bir zamanlar hüküm süren Nemrut isimli bir kral varmış. Halkına yaşattığı zulümlerle bilinen Nemrut kendisini tanrı ilan etmiş ve halkının kendisine tapmasını istemiş. Bunun için tapınakta kendi heykellerini yaptırmış ve halkının kendisinin simgesi olan bu heykellere yani kendisine tapmaya zorlamış. Bir gece uykusunda bir kabus görmüş ve hemen kahinleri rüyasını yorumlamalarını toplamış. Kahinlerden biri Nemrut’un rüyasını o yıl doğacak olan erkek çocuklardan birinin onu öldüreceğini, putperesliği yok edeceğini ve hükümdarlığı ele geçireceği kehanetinde bulunur.
Kral Nemrut O Yıl Bütün Erkek Çocuklarını Öldürmeye Başlar
Bunun üzerine Nemrut o yıl doğan bütün erkek çocukları askerlerine öldürtmeye başlar. Nemrut’un askerlerinden biri olan Azer, hamile olan ve kısa bir süre sonra doğum yapacak olan karısı Nuna Hatun’u Urfa Kalesi yakınında bir mağaraya götürür. Nuna Hatun bu mağarada oğlunu doğurur, ismini İbrahim koyar. Nuna Hatun Nemrut’tan korktuğu için oğlunu mağarada bırakır. Dayanamaz ve çocuğunu kontrol etmeye gider ve yaşadığını, ceylan tarafından emzirildiğini görür ve çok mutlu olur. Her gün mağaraya çocuğunu görmeye gider, çocuk ceylanlar tarafından büyütülür. Henüz on beş aylıkken on beş yaşında bir delikanlı gibi görünür. Bir gün ava çıkmış olan kralın askerleri İbrahim Peygamber’i ormanda görüp yakalar ve saraya Nemrut’un huzuruna çıkarırlar. Nemrut’un çocuğu yoktur, İbrahim Peygamber’i görür görmez onu sever ve evlatlık alır.
Ve Nemrut Hz.İbrahim'i Evlatlık Alır
İbrahim Peygamber zamanla Nemrut’tan halkına yaptığı zulüme ve putlara tapmaları konusunda zorladığı için nefret eder. İnsanların kendilerine bile bir faydası olmayan putlara tapmalarını anlam veremez, böylece içinde Allah inancı oluşmaya başlar. Bunu da halkla paylaşmaya başlar. Bu arada Nemrut, Zeliha adında bir kız çocuğu daha evlatlık almıştır. Zeliha, İbrahim’e karşı sevgi duyar ve onun söylediklerine hak verir. Halk da İbrahim Peygamber’e hak verse de Nemrut’tan korktukları için hiçbir şey yapmazlar.
Hz. İbrahim Tüm Putları Parçalamıştır
İbrahim Peygamber bir tören gününde henüz kimse yokken bir baltayla tapınaktaki tüm putları parçalar ve baltayı en büyük olan putun boynuna asar. Bu haber hemen Nemrut tarafından da duyulur. Haberi alan Nemrut çok sinirlenir ve en büyük putun üzerindeki baltayı eline alarak bir taş parçasının bunu nasıl yapabileceğini bağırarak sorar. İbrahim Peygamber bunun üzerine konuşmaya başlar. Kendi elleriyle yaptıkları ve inandıkları, kendilerini bile koruyamayan bu taş parçalarından bir de onlara inananları koruyacağını beklemelerinin doğru olmadığını anlatır. Nemrut bu konuşma karşısında öfkelenir ve İbrahim Peygamber’in büyük bir ateş yakılarak halkın önünde yakılmasını emreder. O gün hiçbir yerde başka ateş yakılmasına izin verilmez ve bütün odunlar toplanır. Büyük bir ateş yakılır. İbrahim Peygamber bugün Urfa Kalesi olarak ayakta duran iki sütununa mancınıkla bağlanır ve bu yakılan ateşe atılır.
Peygamber Düştüğü Anda Ateş Bir Göle Dönüşür
Atıldığı anda ateş göle, odunlar ise balığa dönüşürler. Balıkların sırtında kara lekeler vardır hala. Bu lekeler odunların yanmış olmasından kalan izlerdir. Zeliha’nın bu durum karşısında döktüğü göz yaşlarından bir göl oluşur ve bu göle Zeliha’nın gözyaşları anlamına gelen Ayn-ı Zeliha Gölü denmiştir.
Nemrut bütün bunlar karşısında daha çok öfkelenir ve Allah’ı inkar etmeye devam eder. Rivayete göre Allah tarafından gönderilen kanadı kırık bir sinek Nemrut’un kulağından içeri girer ve beyninde gezinmeye başlar. Nemrut, sinekten dolayı sürekli olarak kafasında ağrı hisseder ama hiçbir hekim bu ağrıya çare bulamaz. Nemrut kafasındaki ağrıyı azaltmak için tahta bir tokmakla başına vurup durur her gün. Ağrı artıkça tokmakla vuruşları da sertleştiğinden kafası bir gün patlar ve can verir.
Bugün hala halk bu gölü ve balıkları kutsal kabul eder. Bu balıklara dokunan kişinin öleceğine veya başına bir bela geleceğine inanılır.
Balıklıgöl’e Yakın Gezilecek Diğer Yerler
Şanlıurfa’nın simgesi haline gelen Balıklıgöl’e ait bu efsaneleri yerinde dinlemek ve atmosferi yaşamak için hala gitmediyseniz Türkiye’de görülecek yerler listenize burayı mutlaka almalısınız. Şanlıurfa’ya gelmişken buranın önemli diğer yerlerini de gezmenizi tavsiye ederiz.
Yazı kaynağı : www.hisglobal.com.tr
Depremin ardından bu kez de selin vurduğu Balıklıgöl'ün balıklarına ne oldu
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Şanlıurfa ve Adıyaman'ı bu kez sel felaketi vurdu.
Her iki ilde de çadır kentler sular altında kalırken, alt geçitleri de su bastı. Son açıklanan verilere göre ise; Adıyaman ve Şanlıurfa’da en az 12 kişi hayatını kaybetti.
Depremin vurduğu illerden biri olan Şanlıurfa'da dünden bu yana etkisini sürdüren sağanak yağış sel felaketine neden oldu.
BALIKLIGÖL'DEKİ BALIKLAR TELEF OLDU
Yaşanan sel felaketinden sonra Balıklıgöl'ün son hali ise tedirgin etti.
Yaşanan deprem sonrası Balıklıgöl’ün temiz ve berrak suyu çamur rengine dönmüştü. Balıklıgöl'ü depremin ardından bu kez de sel vururken, tarihi göldeki çok sayıdaki balık da yürüyüş yollarına saçılarak telef oldu.
Suyun renginin de değiştiği gözlenen yerleşkenin çevresi, güvenlik amacıyla polis ekipleri tarafından güvenlik şeridiyle çevrildi.
Yerleşkede bulunan Ayn Zeliha Gölü'nde su seviyesi yaklaşık 2 metre yükseldi.
BALIKLIGÖL'ÜN HİKAYESİ
Hz İbrahim Peygamber o dönemde yaşamış olan bir hükümdar olan Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele eder. Tek tanrı fikrini savunan Hz İbrahim, Nemrut tarafından günümüzdeki Urfa Kalesi'nin bulunmakta olduğu tepeden ateşe atılmıştır. Bu esnada Allah tarafından ateşe" Ey Ateş İbrahim'e karşı serin ve Selamet ol" emri verilmiştir. Bu emrin üzerine ateş suya dönüşür ve içinde bulunan odunlar da balığa dönüşür. Böylece Allah'ın mucizesi gerçekleşmiş durumda olur.
İbrahim peygamber bir gül bahçesinin içerisine sağ olarak düşer. Hz İbrahim'in düştüğü yer ise Halil- ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un Kızı Zeliha da, İbrahim peygambere inandığı için ve onu sevdiği için onun peşinden ateş atlar. Zeliha'nın düştüğü yer ise Ayn- ı Zeliha Gölü adını almıştır.
Yazı kaynağı : www.yenicaggazetesi.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.