Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    şap hastalığının insanlara etkisi

    1 ziyaretçi

    şap hastalığının insanlara etkisi bilgi90'dan bulabilirsiniz

    Şap hastalığı insana geçer mi, insanı öldürür mü? Şap hastalığı nedir, insana etkileri! İnsana geçer mi? Şap hastalığının insanlarda belirtileri!

    Şap hastalığı insana geçer mi, insanı öldürür mü? Şap hastalığı nedir, insana etkileri! İnsana geçer mi? Şap hastalığının insanlarda belirtileri!

    Şap hastalığı insana geçer mi, insanı öldürür mü? Şap hastalığı nedir, insana etkileri! İnsana geçer mi? Şap hastalığının insanlarda belirtileri!

    Şap hastalığı insana geçer mi? sorusu gündemde.. Şap hastalığının ne olduğu merak ediliyor. Son dakika bilgisine göre; Türkiye'de 3 farklı ilde görülen şap virüsü nedeniyle hayvan pazarları kapatıldı. Yeni bir virüs olarak dikkat çeken şap hastalığı hakkında Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan da çeşitli hamleler geldi. Peki ama şap hastalığı nedir, insana geçer mi?

    Şap hastasının insana etkileri merak ediliyor. Şap hastası insana bulaşır mı sorusu da gündemde... Tarım ve Orman Bakanlığı, tüm Türkiye genelinde ikinci bir emre kadar veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve teknisyenlerin izinlerini iptal etti. Tarım ve Orman Bakanlığı "Yürütülen çalışmalar neticesinde, SAT-2 serotipi şap hastalığını taşıyan ilk vaka tespit edilmiştir." açıklamasında bulundu. Milyonlarca kişi şap virüsüne dair bilgileri sorguluyor. Şap virüsünün ne olduğu ve nasıl yayıldığı araştırılıyor. İşte Şap virüsüne dair bilgiler...

    Elazığ Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "Ülkemizde görülen şap hastalığının bu türünden dolayı hayvan pazarları kapanmıştır. İkinci bir emre kadar hayvanların satışı ve hareketi yasaktır. Aksi durumda kolluk kuvvetleri tarafından 36a kanunun ilgili maddesine göre hastalıkların yayılmasının önlenmesi amacıyla Bakanlık tedbirlerine uymayanlara 46 bin 159 lira idari para cezası uygulanacaktır" denildi.

    Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çiftçilere gönderilen mesajda ise aşı çalışmalarına başlandığı belirtilerek tespit edilen virüs SAT-2 olup, aşı çalışmalarına özel sektör ve devlet eliyle başlanmış olup üretimi tamamlandığında sahaya verileceği vurgulandı.

     Şap hastalığı nedir?

    Şap hastalığı, çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup, hassas hayvan topluluklarında (popülasyonlarında) yüzde 100'e kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle hastalık ekonomik, siyasi ve ticari yönlerden büyük önem taşımaktadır.

    Hastalığın etkeni Picornaviridae familyasının Aphtovirus alt grubunda yer alan şap virusudur. Virusun O , A, C , SAT-1, SAT-2, SAT-3 ve ASİA 1 olmak üzere antijenik olarak farklı yedi ayrı serotipi bulunmaktadır. (O) serotipinin II, A serotipinin 32, C serotipinin 5, SAT I serotipinin I, SAT 2 serotipinin 3, SAT 3 serotipinin 4 , ASIA I serotipinin ise I alt tipi vardır. Serotipler arasında çapraz bağışıklık görülmemesi hastalıkla mücadeleyi güçleştirmektedir.

    Virus fiziksel etkenlere karşı değişik duyarlılık göstermektedir. Isıya dayanıksız olup 37oC'de 12 saatte, 60-65oC de 1/2 saatte, 85oC de ise birkaç dakika da yıkımlanarak etkisiz hale gelmektedir. Ancak düşük ısı derecelerine ve ani donma ve çözülmelere karşı oldukça dayanıklıdır.

     Özetlemek gerekirse;  Evcil veya yabani tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, kronik durumlarda zayıf ve yavru hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığınca ihbarı mecburi hastalıklar arasında yer almaktadır.

    Şap hastalığının belirtileri

    Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma ilk klinik bulgulardır. 24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere (veziküllere) interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılması ile geniş ülseratif yaralar şekillenebilir. 

    Dildeki yaraların (lezyonların) genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci (sekunder) bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. Sekunder bakteriyel enfeksiyonlar sonucu pneumoni ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir.

    Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virüsün solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virüsü saçmaktadır. Hastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir.

    Şap hastalığı insana geçer mi?

    Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virüsün solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virüsü saçmHastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir. İnsanlar da ise enfekte hayvanlar ile temas veya enfekte et ve süt ürünleri ile enfeksiyonu nadiren aldıkları bildirilmektedir.aktadır.

    Yazı kaynağı : www.cnnturk.com

    Şap hastalığı hayvandan insana bulaşır mı? Uzmanlar yanıtladı

    Şap hastalığı hayvandan insana bulaşır mı? Uzmanlar yanıtladı

    Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, Türkiye'de şap hastalığının daha önce hiç görülmeyen yeni tipi olan SAT-2 varyantının ortaya çıkmasının insan sağlığı yönünden tedirgin edici yönünün bulunmadığını bildirdi. Yeşilbağ, şap hastalığının Türkiye'de bilinen ve çok uzun yıllardan beri görülen bir hastalık olduğunu söyledi.

    Hastalığın, geviş getiren çiftlik hayvanlarında, sığır, koyun ve keçilerde her sene değişik bölgelerde az veya çok görüldüğünü belirten Yeşilbağ, Türkiye'de bununla ilgili kontrol mücadele programı uygulandığını ve her sene Tarım ve Orman Bakanlığınca iki dönem halinde aşılamaların yapıldığını dile getirdi.

    "Şap hastalığına karşı kullanılan çok başarılı konvansiyonel aşılarımız var"

    Şap hastalığının etkilerine değinen Yeşilbağ, "Özellikle sığırlarda ağır olmak üzere ağız boşluğunda lezyonlar, dil üzerinde vezikül dediğimiz içi sıvı dolu keseciklerin oluşmasıyla, ayaklarda yine benzer bulgular ve topallıkla karakterize bir hastalık. Bulaştırılma özelliği çok yüksek, çok hızlı bulaştırılıyor fakat öldürücülüğü çok daha düşük olan bir hastalıktır. Asıl önemini ortaya çıkaran konu ekonomik olarak önemli kayıplara sebep olmasıdır. Dolayısıyla şap hastalığı hayvancılık açısından önemli etkiler doğurabilir ve kontrol tedbirleri kesinlikle elden bırakılmaması gereken bir hastalıktır." diye konuştu.

    Prof. Dr. Yeşilbağ, bu virüsün 7 farklı serotipi bulunduğunu, bunlardan birinin SAT-2 olduğunu aktardı.

    Söz konusu varyantlardan hiçbirinin diğerine karşı yakınlık göstermediğini vurgulayan Yeşilbağ, şöyle devam etti:

    "Yani birbirine karşı koruma sağlamayan virüs tiplerinden bahsediyoruz. Bunun Türkiye'de daha önce bilinen 3 serotipi vardı. Serotip O, Serotip A ve Serotip Asya-1 olan 3 serotip görülüyordu zaten. Şimdi bu yeni bildirilen vakalarla 4'üncü bir serotip yani SAT-2 serotipi Türkiye'ye girmiş oluyor. Esasında bunu biz bekliyorduk. Yani Türkiye'ye gelebilme olasılığı bulunduğunu biliyorduk. Özellikle Afrika'da, Doğu Afrika'da sürekli bulunan bir virüs tipi. Son dönemlerde 2000'li yıllardan itibaren Kuzey Afrika, Mısır, İsrail gibi yine Arap Yarımadası'na ve sonrasında da Irak'a sirayet ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla Türkiye'ye girmesi muhtemel virüslerden biriydi."

    Bu tür farklı virüs tiplerinin ülkeye girmesi halinde çok hızlı yayılabildiğine işaret eden Yeşilbağ, yaklaşık 10 yıl Asya-1 serotipi ülkeye girdiğinde benzer bir durumun yaşandığını anlattı.

    Hastalığın görüldüğü 8 mihraktan bahsedildiğine değinen Yeşilbağ, "Yani hastalık görülen odak köy olabilir, çiftlik olabilir, karantina altına alınmış durumda." ifadesini kullandı.

    Kesin tedavisi bulunmuyor

    Yeşilbağ, şap hastalığının kesin tedavisinin bulunmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

    "Mücadele ve kontrol için yapacağımız temel uygulamalar, hareketliliği kısıtlamaktır yani karantina uygulamasıdır. Bununla ilgili Bakanlığın zannediyorum çok katı bir tedbiri şu anda zaten devrede. 81 ilde hayvan pazarı kapatılmış ve hayvan hareketleri kısıtlanmış durumdadır. Diğer bir tedbir, aşılamadır. Şap hastalığına karşı kullanılan çok başarılı konvansiyonel aşılarımız var. Bunlar çoklu aşılar şeklinde uygulanıyor. Biz 'polivalan' diyoruz buna yani birden fazla tipini içeren aşılardır. Türkiye'de şimdiye kadar trivalan aşılar yürürlükteydi, kullanımdaydı. O, A ve Asya-1 serotipleri uygulanıyordu. Bu demektir ki bundan sonraki dönemde uyguladığımız aşılara SAT-2 serotipini de eklememiz gerekiyor. Bunu eklediğimiz zaman tabii ki belli bir dönem de gerekiyor Türkiye çapında aşılama için. Yine bu aşıların hazırlanıp yeteri miktarda sahaya sunulabilmesi için belli bir döneme de ihtiyacımız var. Bu dönemi çok kritik, çok dikkatli yönetmemiz gerekiyor."

    Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, SAT-2 varyantı özelinde şap hastalığının insanlara geçme ihtimali konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

    Şu anda insanlar için tehlike bir durumdan bahsetmenin mümkün olmadığını dile getiren Yeşilbağ, "Şap hastalığı hayvanlardan insanlara bulaşma olasılığı bildirilmiş bir hastalıktır ama bu çok güçlü bir olasılık değildir. Yani şap hastalığı önemli bir zoonoz değildir. Geçmişte sınırlı sayıda vakalar bildirilmiş ama bu bahsettiğim 20-30 sene önceki vakalardır. Güncel olarak insanlarda önemli bir hastalık yaptığına dair veri yoktur. Bu konuda çok dikkatli davranılması, toplumda olumsuz noktalara gidecek birtakım fikir beyanlarının çok ince süzgeçten geçirilerek ifade edilmesi lazım." dedi.

    Yeşilbağ, Türkiye'de her yıl yüzlerce mihrakta şap vakasına rastlandığı varsayıldığında, bu virüsün çok sayıda insanda da görülmesi gerektiğini ancak bunun geçerli bir argüman olmadığını sözlerine ekledi.

    Yazı kaynağı : www.dunya.com

    Şap hastalığı nedir? Şap hastalığı insanlara bulaşır mı?

    Şap hastalığı nedir? Şap hastalığı insanlara bulaşır mı?

    Şap hastalığı insana bulaşır mı? Şap hastalığı nedir? Şap hastalığının belirtileri nelerdir? soruları Denizli'den gelen haberin ardından gündeme geldi. Denizli'nin Honaz ilçesinde, bir inekte şap hastalığı tespit edilmesi üzerine 17 mahallede karantina kararı alındı. İl Tarım ve Orman Müdürü Yılmaz Erkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede gereken tüm tedbirlerin alındığını belirterek, "Bir büyükbaşta çıkan şap hastalığı nedeniyle 17 mahallede hayvan alım ve satımı durduruldu. Buralarda daha önceden aşı yapılmıştı. Yeni bir hastalık görülmemesi durumunda yaklaşık 1 ay sonra alım satımların yeniden başlayacağını düşünüyoruz" dedi. İşte şap hastalığı ile ilgili detaylar...

    ŞAP HASTALIĞI NEDİR?

    Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup, hassas hayvan topluluklarında (popülasyonlarında) % 100'e kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle hastalık ekonomik, siyasi ve ticari yönlerden büyük önem taşımaktadır. Hastalığın etkeni Picornaviridae familyasının Aphtovirus alt grubunda yer alan şap virusudur. Virusun O , A, C , SAT-1, SAT-2, SAT-3 ve ASİA 1 olmak üzere antijenik olarak farklı yedi ayrı serotipi bulunmaktadır. (O) serotipinin II, A serotipinin 32, C serotipinin 5, SAT I serotipinin I, SAT 2 serotipinin 3, SAT 3 serotipinin 4 , ASIA I serotipinin ise I alt tipi vardır. Serotipler arasında çapraz bağışıklık görülmemesi hastalıkla mücadeleyi güçleştirmektedir.

    Virüs fiziksel etkenlere karşı değişik duyarlılık göstermektedir. Isıya dayanıksız olup 37 derecede'de 12 saatte, 60-65 derecede 1/2 saatte, 85 derecede ise birkaç dakika da yıkımlanarak etkisiz hale gelmektedir. Ancak düşük ısı derecelerine ve ani donma ve çözülmelere karşı oldukça dayanıklıdır. Enfekte karkaslarda +4 derecede 24-48 saatte laktik asit oluşumuna bağlı olarak hızla inaktive(etkisiz) olurken, kan, kemik iliği, lenf bezleri ve iç organlarda uzun süre dayanabilir ve ani dondurmalarda iskelet kaslarında da uzun süre aktif halde kalabilir.

    Virüs çevre şartlarına da oldukça dayanıklı olup;

    Yapağıda 24 gün

    Sığır derisinde 4 hafta

    Samanda 15 hafta

    Kepekte 20 hafta

    Toprakta 4 hafta

    Kuru ot ve danede 5 ay

    süreyle enfeksiyözitesini (bulaşma yeteneğini) koruyabilmektedir.

    ŞAP HASTALIĞI İNSANA BULAŞIR MI?

    Kimyasal etkenlere karşı dayanıksız olan şap virusu pH 7,0- 7,7 de etkilenmemekte (stabil olmakla) birlikte asit ve alkali şartlarda kısa sürede inaktive olmaktadır. Hastalık direkt ve indirekt olarak yayılmaktadır. Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virusun solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virusu saçmaktadır. Hastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir. İnsanlar da ise enfekte hayvanlar ile temas veya enfekte et ve süt ürünleri ile enfeksiyonu nadiren aldıkları bildirilmektedir.

    ŞAP HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

    Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma ilk klinik bulgulardır. 24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere (veziküllere) interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılması ile geniş ülseratif yaralar şekillenebilir. Dildeki yaraların (lezyonların) genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci (sekunder) bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. Sekunder bakteriyel enfeksiyonlar sonucu pneumoni ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir.

    Koyun ve keçilerde hastalık daha hafif seyirlidir. Hastalık koyunlarda genellikle topallık ile karakterizedir ve topallık süreklilik gösterir. Ağızdaki lezyonlar sığırlardaki lezyonlardan daha küçük ve daha kısa sürelidir. Genellikle hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar sığırlarınkinden daha düşüktür ve klinik bulgular ancak dikkatli bir gözlemle belirlenir.

    Şap hastalığının ölüm (mortalite) oranı düşük olmakla birlikte genç hayvanlarda virusun kalpte yerleşmesi (lokalize) sonucu ölümle sonuçlanan myokarditis olguları görülebilir. Hastalığın bulaşma (morbidite) oranı ise yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar önem taşımaktadır.

    Klinik bulgular hastalıktan şüphe ettirmekle birlikte kesin tanı virolojik veya serolojik yöntemler kullanılarak konulmaktadır. Ayırıcı tanıda; topallık, mukozal erozyonlar, salya, nazal akıntı ve meme lezyonlarına yol açan enfeksiyonlar göz önünde bulundurulmalıdır.

    Yazı kaynağı : www.haberturk.com

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap