öyle bir geçer zaman ki tuğrul kim
öyle bir geçer zaman ki tuğrul kim bilgi90'dan bulabilirsiniz
“Bana ‘akil insan’la gelemezler!”
Bir Demet Tiyatro’daki ‘Tirbüşon’ karakteriyle tanıdığımız ve bugünlerde Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin kötü adamı ‘Tuğrul’u oynayan dizi ve tiyatro oyuncusu Serhat Özcan ile konuştuk. Beşiktaş’ta Tiyatro Kafe’de görüştüğümüz Özcan’la oyunculuk yaşamı ve gündeme dair konularda sohbet ettik.
-İzleyici sizi Bir Demet Tiyatro’daki “Tirbüşon” karakteriyle tanıdı ve çok sevdi. Daha sonra Cennet Mahallesi, Yahşi Cazibe gibi dizilerde de oynadınız. Hep güldürdünüz. Ancak, Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisindeki ‘Tuğrul’ rolünde kötü bir adam olarak karşımıza çıktınız.
Dizinin yazarı Coşkun Irmak’ın davetiyle katıldım kadroya. Tuğrul, kötü bir adam, işkenceci. Ama bir dönemin gerçeği bu. 12 Eylül’de bu ülkede birçok insan işkenceye uğradı. Özellikle yeni kuşaklarca bunların bilinmesi gerekiyor. Düşünün yaşı 50’nin üzerinde olup da o dönemde bunların olduğunu bilmeyen insanlar bile var.
Açıkçası bu rol beni tatmin ediyor, iyi oynadığımı düşünüyorum. Çünkü, Tuğrul gibi işkenceci, faşist adamları bu ülkede bizden daha iyi kimse tanıyamaz.
-Tepki alıyor musunuz?
Evet, özellikle de kadınlardan çok tepki alıyorum. Mesela buraya gelirken yolda bir teyze ‘Oğlum neden Cemile’ye böyle davranıyorsun? Yazıktır; yapma, etme’ dedi.
Kadınların şiddete uğradığını düşünüyorum. Ve Cemile üzerinden kendini aklamaya çalışıyorlar. Yani bana gösterilen, aslında Tuğrul’a gösterilen, bu tepkinin temelindeki şeyin kadına yönelik şiddet olduğunu düşünüyorum.
-Peki, dizinin önümüzdeki bölümlerinde Tuğrul kötülüklerini sürdürecek mi?
Evet, bir süre daha devam edecek.
-Biraz da kendinizden bahseder misiniz?
Sinop doğumluyum. Babam astsubaydı ve dünyaya soldan bakan bir asker olması nedeniyle sürekli “tayini” çıkardı. Ankara, Kars, İzmir, Girne ve en son İstanbul’a geldik.
Küçüklüğümde ya tiyatrocu ya öğretmen ya da avukat olacağım derdim. Tiyatrocu oldum ama aynı zamanda da öğretmenlik yapıyorum. Yani avukatlık dışında istediklerimi oldum. Ailede kardeşim de dahil çok sayıda tiyatrocu var. Belediye konservatuarına başladım. Ama bitiremedim.
-Neden?
12 Eylül sonrasıydı, elimde tecil belgem olmasına rağmen ‘asker kaçağısın’ diyerek beni askere yolladılar.
-Futbola da meraklısınız değil mi?
Evet, bir dönem Altay’da ve Karagümrük’de top oynadım. Muavinlik, garsonluk gibi birçok iş de yaptım. Tiyatrocu olmasam herhalde futbolcu olurdum.
-Bir söyleşide kendinize sanatçı denilmesini istemediğinizi söylüyorsunuz, neden?
Popüler kültürle birlikte Türkiye’de sanatçı kavramının içini o kadar boşalttılar ki, herkese sanatçı diyorlar. Sabah şekerlerinden tutun da bilmem kime kadar. Ben bu tabloda sanatçıyım demek istemiyorum.
-Peki, ne diyorsunuz kendinize?
Oyuncu. Evet, oyuncu denilsin bu bana yeter.
-Önümüzdeki döneme ilişkin planlarınız var mı?
Kendime ait planım hiç olmadı. Sonunu çok fazla düşünen bir insan değilim. Saraylar kenti İstanbul’da yaşıyorum. Ama bakın bir tane padişah kalmadı. Ben hayatı güzel ve keyifli bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla iki kadeh içmek, burada bilardo oynamak beni mutlu ediyor.
-Ülkemizin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
300 metre gemiye gemicik diyen bir Başbakanımız var. Maalesef çok umutluyum diyemiyorum. Bölünmüş bir ülke, parçalanmış bir ülke görüyorum. Büyük Ortadoğu Projesi’nde komşularımızdan sonra sıranın bize geldiğini düşünüyorum.
-‘Akil insanlar’ projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır. Bizdeki bazı solcular da bu projenin peşine takıldılar. Barış süreci vb. diyerek. Hepimiz barış istiyoruz. Ama bunun BOP’un bir plânı olduğunu ya göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar.
-Size böyle bir teklif yapılsa cevabınız ne olurdu?
Bana zaten böyle bir teklifle gelmezler. Ben muhalif kimliğiyle bilinen, dünyayı emek-sermaye çelişkisiyle yorumlayan bir insanım.
Söyleşi: Şenol Çarık
Fotoğraf: Deniz Toprak
Odatv.com
Yazı kaynağı : odatv4.com
Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de Tuğrul, Arif'e Büyük Acı Yaşatıyor
Tuğrul, Arif'e; Seher'in kendi öz kızını olduğunu söyler. Bunca zamandır bir kızı olduğunu bilmeyen Arif şoke olur. Ancak Tuğrul'un planı, baba- kızı yıllar sonra buluşturmak değil, onları sonsuza kadar ayırmaktır. İngiltere'deki her iki hastanın, Zehra ve Bahar'ın durumları beklenenden daha iyidir. Dönüş için hazırlıklar başlar. Bahar, Ziya'dan Soner'i arayıp geleceğini bildirmesini ister. Gönülsüz de olsa Ziya, Soner'i arar. Telefona Filiz çıkar. Dönüş haberini alan Carolin, Ekrem'i Hakan'a karşı doldurur. Onu, Hakan'ın kendisine aşık olduğuna ikna etmeye çalışır. Ayça'nın evinde kalan Osman ile görüşüp konuşamayan Cemile üzgündür. Mete ve Süleyman bu duruma bir çare bulurlar. Her şeyden habersiz olan Ayça ve Osman ise eve gelen kişilerden hayli tedirgin olurlar. Bahar döner ama ne havaalanında karşılanır ne de evde. Soner ve Deniz, Filiz ile birlikte dışarıdadır. Arif ise Tuğrul'un yaşattığı acının hesabını sormak üzere peşine düşer. Onu evde bulmayan Cemile tedirgindir. Mahallede Arif'in Cemile'yi terk ettiği dedikodusu çıkar. Bahar'a kendini affettirmek isteyen Soner, ona bir sürpriz hazırlar. Bu sürpriz gecede Arif bir itirafta bulunur.
Yayın Tarihi : 05 Şubat Salı/ 2013
Yayın Saati : 20.00
Yazı kaynağı : www.haberler.com
Öyle Bir Geçer Zaman Ki 113. Bölüm
Mete, Tuğrul’a ulaşmanın başka bir yolunu buluyor ve tekrar harekete geçiyor.
İntikam ateşi ile yanan Mete’yi sakinleştirmek çok zordur. Cemile onu Tuğrul’un saatçiye gelmediğine ikna etmeye çalışır. Fakat Mete kararını vermiştir. Tuğrul’a ulaşmak için sonuna kadar gidecektir. Gözde’den yeni bir ipucu alan Mete, tekrar harekete geçer. Soner ile Bahar ilk kez tüm günü birlikte geçirirler. Soner ondan tekrar eve dönmesini ister. Aralarındaki yakınlaşmayı Deniz’den şimdilik gizlerler. Fakat bu hiç kolay değildir. Soner, Bahar’ın odasındayken Deniz de gelir. Hakan babasını yanına almıştır. Onun bakımını kendi üstlenir ve tek bir isteği vardır. Berrin’e gerçekleri anlatması. Başta bunu reddeden Ekrem Tatlıoğlu sonunda Hakan’dan Berrin’i çağırmasını ister. Fakat Ahmet’i vuranın kim olduğunu söylemenin karşılığında bir şartı vardır. Arif ise kaçmaya çalışırken yakalanır. Tuğrul, tam ona hayatının işkencesini yapmaya hazırlanırken, Arif, Cemile’yi arayıp istediği şeyi söyleyeceğini belirtir. Bu beklenmedik gelişme Tuğrul’u şaşırtır. Önce inanmak istemez ancak, Arif karalıdır. Tuğrul, Cemile’yi ararken Arif uygun bir fırsat kollamaktadır.
Yazı kaynağı : www.teve2.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
sevdiimiz bir abi