öğle namazının son sünnetini 4 rekat kılmak
öğle namazının son sünnetini 4 rekat kılmak bilgi90'dan bulabilirsiniz
Öğlen, akşam ve yatsı namazının son sünnetleri olan müekked sünnetler, dört rekat kılınabilir mi?
Değerli kardeşimiz,
Öğle ve yatsı namazlarının son sünnetlerinin dört rekat kılınabileceğine dair rivayetler de vardır. Öğlenin son sünnetine iki rekât daha ilâve edilerek kılınması menduptur. Cuma namazından sonra bir selâmla kılman dört rekât nafile namaz da müekked sünnetlerdendir. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.m) öğleye nispet ederek şöyle buyurmuştur:
Öğle namazının son sünneti iki rekat kılınabileceği gibi, dört rekat da kılınabilir. Bu on sünnetin dört rekat sonunda selâm verilince, ilk oturuşta yalnız "Rabbenâ âtinâ" duası okunmaz. Üçüncü rekat için tekbir alınarak ayağa kalkınca yine "Sübhaneke" okunur. Sonra bu son iki rekat evvelki iki rekat gibi kılınır.
Yatsı namazının son sünneti de dört rekat olarak kılınabilir. Taberanî'nin Evsat'ında rivayet edilen hadis ise söyledir:
Bu halde tamamen ilk dört rekat gibi kılınır. Bununla beraber iki rekatta bir selam vermek sureti ile de kılınabilir. Bu takdirde her iki rekatın kadesinde "Tahiyyat ile Salavatlar" ve "Rabbena atina" duası okunur. Geceleyin kılınan nafile namazlarda daha faziletli olan, böyle iki rekatta bir selam vermektir.
Akşam namazından sonra evvabin namazı kılmak sünnettir. Bu konuda, Ebu Hureyre (ra)'den nakledilen bir hadiste, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
Ayrıca Peygamberimiz (asm)'in, akşam namazından sonra altı rekat nafile namaz kıldığı ve
Konuyla ilgili hadis kitaplarında yer alan rivayetlerin bazılarında, Peygamberimiz (asm)'in akşam namazından sonra dört rekat kıldığı ve kılmayı teşvik ettiği de yer almaktadır.(6) Hanefilerden, evvabin namazı, (akşam namazından sonraki namaz), akşam namazının iki rekat müekked sünnetiyle birlikte altı rekat olduğunu söyleyenler, bu rivayeti esas almaktadırlar.
Mezhebde tercihe şayan görüşe göre, bu namaz, akşam namazının müekked sünnetinin dışında altı rekatlık bir namaz olup, Hanefi alimleri, bu namazın kaç selamla kılınmasının daha faziletli olacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, altı rekatın tümünün bir selamla kılınmasını daha faziletli görürken, bazısı iki selamla, bazısı da üç selamla kılınmasının daha faziletli olacağını söylemişleridr.
Dipnotlar:
1. Bu hadisi Buharî rivayet etmiştir. Ebu Dâvud, Tirmizî, İbni Mace ve İbni Huzeyme'nin Ebu Eyyub'dan rivayet ettiği şu hadis de bunu kuvvetlendirmektedir "Öğleden önce içinde selâm bulunmayan dört rekât namaz için göklerin kapıları açılır."
2. İbni Mace ve Taberanî Mûcem'inde rivayet etti. Fakat bu hadisin senedi zayıftır. Nasbu'r Râye, II, 206.
3. Sübülü's-Selâm, II, 4.
4. Tirmizi-Salat, 431
5. Heysemi, Mecmuuz Zevaid, II, 230; Şevkani, III, 64. Her iki kaynakta Taberaniden nakleder.
6. Heysemi, Mecmuuz Zevaid, II, 230; Şevkani, III, 64. Her iki kaynakta Taberaniden nakleder.
(Kaynak: Vehbe ez-Zuhayli, Fıkhul İslam, II, 173.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com
Öğlen namazının son sünnetini 4 rekat kılmak sünnet midir?
589) Öğlen namazının son sünnetini 4 rekat kılmak sünnet midir?
Bismillah
Elhamdülillah, vessalatu vesselamu alâ Resûlillah
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in öğlen namazının farzından sonraki sünneti, yer yer dört rekât kıldığına dair bilgimiz vardır ama ilk sünneti, sürekli dört rekât kıldığı gibi öğlenin son sünnetini de sürekli dört rekât kılmadı. Bu nedenle Müslüman; vakti var, imkânı var, öğlenin son sünnetini dört rekât kılarsa faziletli bir iş yapmış olur ama öğlenin son sünnetini iki kılanlar, kötü Müslüman’dır(!) diye düşünüyorsa sünnete aykırı bir iş yapmış olur. Çünkü sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bize güzellikleri, daha sevaplı işleri göstermiş; tercihi, imkânı zamana bırakmış; Müslüman’ın özel şartlarına bırakmıştır.
Velhamdülillahi Rabb’il âlemîn.
Yazı kaynağı : fetvameclisi.com
Öğle ve Yatsının Son Sünnetleri Dört Rekât Olarak Kılınabilir mi?
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Yazı kaynağı : www.islamveihsan.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.